Rasim GÜL

Tarih: 14.05.2019 12:06

ÜLKEDE, NİZAM (düzen) ve İNTİZAM

Facebook Twitter Linked-in

Nizam, kelimesinin kısaca sözlük manası: Belli yöntem, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum. İNTİZAM: Düzgün olma, düzenli, tertipli olma manalarındadır.

Devletlerin ana görevi düzeni ( nizamı ) ve intizamı sağlamaktır. Demokrasi ile idare edilen ülkelerde, HALKTAN seçimle yetki alan partiler, hükumeti kurarak DEVLET adına düzeni ve intizamı sağlar.

Millet adına düzeni sağlamanın da tek yolu, halkın inançlarına, kültürüne ve hukukun üstünlüğüne uygun bir şekilde, adalet ve hakkaniyet esaslarına uyarak yönetmesidir.

Rahmetli Dündar Taşer; ?´ Başkalarının döşediği raylar üzerinde lokomotifi hareket ettirmek, yeni bir şey sağlamaz?´´ diyor. Cumhuriyetimizin ilanından bu yana geçen yaklaşık YÜZ senede, ülkeyi idare edenler aceba kaç yıl milletimizin döşediği raylar üzerinden lokomotifi yürüttüler?

Biz, geçen yüz yıl içinde ülkemiz en az iki parça halinde idare edilmiştir. Birkaç olay hariç milli birlik asla sağlanamamıştır. Her iktidar kendini kahraman, vatansever, demokrat ve cumhuriyetçi; karşılarındakileri ise neredeyse hain koltuğuna oturtmaktan asla vazgeçmemiştir.

Bunun faturasını da yüz yıllar içinde defalarca darbelere muhatap olan milletimiz ödemiş, kalkınma ve ilerlememiz on yıllarca aksamıştır. Dolaysıyla dostlarımızı üzmüş, devlet ve milletimizi sevmeyenleri sevindirmiştir. Ne yazik ki ülkeyi yönetenlerin hiç biri ama hiçbiri bundan asla ders almamıştır.

2019 yılında ülkemizde yapılan mahalli seçimler, birliği sağlama yerine tamamen ortadan kaldırmış, vatandaşı ikiye ayırmıştır. Şu an parti başkanlarının ve parti sözcülerinin konuşmalarını izlemeye benim vicdanım ve irfanım el vermiyor. Bütün konuşmaların yüzde sekseni ayırıcı ve kışkırtıcı.

Biz bu konuşmaları, evlatlarımıza ve torunlarımıza nasıl anlatacağız? Hırsızlık, çalma, yalan söylüyor, demokrasiye ihanet ediyor, dış güçlerle, bölücülerle iş birliği yapıyor dan tutunda daha neler, neler söylüyorlar. Bu sözleri dinlerken benim yüzüm kızarıyor, siz okuyucuları bilmem.

Anayasa hukukçuları, devletleri ?´ Anayasalı Devlet, Anayasal devlet´´ diye ikiye ayırıyorlar. Ülkemizde her vatandaşın vicdanı ve yaşantısını esas alarak, Devletimizin hangisi olduğuna karar vermesi zamanı gelmiş ve geçmek üzeredir. Bizim inancımız Anayasal Devlet değiliz, Anayasalı Devletiz.

Şayet halkımız ?´ Anayasal devlet´´ten yana değilde çıkarına ve militanca bağlandığı partisine göre karar verirse başımıza daha çok, çok şeyler geleceğinden kesinlikle eminim. Çok samimi dileğim önce ülkeyi idare edenlerle, idareye talip olanların akıllarını başlarına almasıdır.

Muhammed İkbal; ?´ İslam´da cihat, kâfirlere savaş değildir, ister Müslüman ister kâfir olsun, zalimle savaştır´´ diyor. Aceba iktidarı ile muhalefeti ile birbirleriyle savacaklarına, ZALİMLE savaşsalar olmaz mı? Yeter artık millet iki parça olmaktan bikti, yoruldu beyler, aklınızı başınıza alın.

Hakikat aşkı her zaman VİCDAN ve CESARET ister. Hakikate, biz SEKSEN MİLYONLUK bir millet ve devletiz. Nutuklarınızda seksen, seksen iki milyondan bahsedeceksiniz ancak sizden tarafa olan kırk, kırk bir milyonu esas alacaksınız. Adama demezler mi, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diye? 

Milli görüş, millette yaşayan ve onun her şeyini etkileyen, ona mal olmuş hâkim inanış ve ölçü sistemi diye tarif ediliyor. Milli görüş hep birlikte ancak tespit edilebilir. Dolaysıyla üç beş adamın oturup, milli görüş vücuda getirebilmeleri mümkün değildir.

Ülkemizde en büyük sıkıntı grupların kendi görüşlerinin milli olduğunu, diğerlerinin milli olmadığını savunmalarıdır. Ne yazik ki bu görüş Tanzimat´la başlayıp halen devam etmesidir. Gruplara ait olmayanlara da hayat hakkı tanımamaları da bir zulüm değilde nedir

Bu gün bu karmaşa ve kargaşa içinde ayakta olmamız, milletçe bir devlet şuuruna sahip olmamızdandır. Aksi halde hayatımızı devam ettiremezdik. Sadece büyük milletler, büyük devletler kurabilirler.

Tek doğru ve çıkar yol, her sahada ülke idaresinde olanlar, milletimizin büyüklüğüne, bölünmez bütünlüğüne inanmaları ve sabır çanağını çatlatmamaya dikkat etmeleridir.

Hayrola, muvaffak ola, muzaffer ola.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —