Neresinden başlasam bilemiyorum. Neyse aslından başlayalım 4207 sayılı kanun 1996 yılında yürürlüğe girdi. Malumunuz mevcut yasalar toplumsal ihtiyaca binaen zaman zaman değişikliğe uğrar. İşte geçtiğimiz hafta uygulanmaya başlanan sürücülere sigara içme yasağı da 2013 yılında yapılan değişiklikle ortaya konmuştu. Kabaca sayarsak 6 yıl olmuş. İnsanın aklına ilk gelen ?kardeşim altı yıldır yeni mi aklınıza geldi ??sorusu.
Sigara içenler uygulamaya çok fena halde kızmışlar. İnsan ister istemez koskoca altı yıldır nerdeydi bu kanun diye soruyor. Hani hep bize ceza yazdığı için kızdığımız memurlar var ya, yine çok insaflı insanlar. Bizim her ayrıntıdan haberimiz yok ama onlar isteseler hiçbirimizi cezasız geçirmezler. Kanun yazacak bir yer bulmuştur da memurumuz ille de ceza yazmaya çalışmadığından, biz hiç kusurumuz yok zannederiz.
Şimdi devletin bu güzel memurları bunca zamandır görevlerini ihmal etmiş midir etmemiş midir ? Memurun elinde bira şişesiyle araç kullanan sürücüye müdahale etmemesiyle, elinde sigara bulunan sürücüye müdahale etmemesi arasında yasal olarak hiç fark yoktur. Yasa memura takdir yetkisi tanımamıştır.
Şeklen ihmal gibi görünse de bu kadar yaygın bir alışkanlığa yasa çıkar çıkmaz ceza kesmek her yiğidin harcı değildir. Altı yıl boyunca da kimse uygulamayınca kanun değişikliği uygulamaya girmemiş anlaşılan. Memleketin tüm illerinde eşzamanlı uygulama yapılmış olması da uygulama emrinin adresinin bakanlık olduğunu gösteriyor. Her işi de Sayın Cumhurbaşkanı düşünecek değil ya !
Şimdi gelelim kendi kanaatimize. Burada sigaranın zararını anlatacak değiliz. Bilmeyen de kalmadı. Sadece inanmayan ve inanmak istemeyenler var. İşin adalet ve uygulama yönüne bakmak istiyorum.
İçinde yüklü bir miktar da vergi olan arabasını vatandaş almış. Varsa parası, litresi yuvarlak hesap yedi lira olan benzinden arabasına bir miktar koyup binmiş arabasına. Her ne gerekçesi varsa bir sigara yakmak hakkım diye düşünüyor. Araç kısmen kendi özel alanı, tabi ki evi değil. Devlet aracını öyle kafasına göre arayamıyor, adı üstünde özel araç.
Yapılan bu düzenlemede ana gaye olarak toplumsal sağlık ve gelecek nesillerin sağlıklı yetişmesi amaçlanmış. O zaman uygulamaya yönelik sorular soralım.
Maksat özel araç içindekilerin sağlığını korumak ise diğer koltuklarda oturanlar sigara içebiliyor. Bu maksat buradan çürüyor. Yok dışarının havasını temiz tutmaksa, yaya olarak sigara içilen yerde araç sürücüsünün sigarası mı kirletiyor? Hele aracın egzozundan çıkan dumanı görünce diyecek bir şey kalmıyor. Geriye sürücünün sigara yakarken, külünü dökerken olabilecek kazalar kalıyor. Evet mümkündür, kazaya sebep olabilir. Ateşi üzerinize düşerse istenmeyen olaylar olabilir.
Araç kullandığınız sırada su içerken, pasta yerken de nefes borunuza kaçabilir. Yani araç kullanırken yasak olmayan işler de kazaya sebep olabilir. Hem bu kabahatin uygulamada ispatı da o kadar kolay değil. Sürücüler sadece kolunu camdan çıkarıp sigara içmeyecek. Polisi gören babasından sakladığı sigara gibi hemen yanındakinin eline tutuşturup geçecek. Şehirlerarası yüksek hızda seyahat ederken tespit nasıl olacak ?
Yapılan uygulamanın beklenen sonucu yaratacağı kanaatinde değilim. Belki de farkındalık yaratmak adına bir uygulama olmuştur. Aklıma araçlara çekilen şu cam filmleri geldi de. Vatandaşta zemin bulmayan mevzuat değişir herhalde. Sürücünün sigarasını yasaklayıp bir sürü kabahatli adayı yaratmasak daha iyi olacak herhalde.
Aileniz dışında hiçbir kimsenin sizin sigara içtiğiniz araçta bulunmak zorunluluğu yoktur. Eşiniz bile rahatsız oluyor ise binmez aracınıza, zorlayamazsınız. Ya çocuklar? Onların tercih hakları yok işte.
Özel araçlardaki sürücüye getirilen sigara yasağını, araç içine genişletip tamamen yasaklamak gerek hangi şartta mı ?
Eğer araçta reşit olmayan çocuk, hatta itiraz edemediğinden dolayı hayvan bile varsa kimse sigara içmesin.