Serdar Adem İşler


ZAMLAR VE ARTMA EĞİLİMİNDEKİ KAZALAR / Diyalektik Bakış

Aksaray haberleri, Salihler şehri gazetesi, Aksaray haber


        Son zamanlarda trafik kazalarında ciddi bir artış olduğu dikkatlerden kaçmıyor. Beş günde dört otobüs kazası haberini duyalı çok olmadı. Doğal olarak insan sormadan duramıyor. Neden? Yollarımızın Avrupa standartlarında olduğunu söylüyoruz. Doğrudur da. Geniş ve çok şeritli…  Buna karşın kazalardaki artışı nasıl yorumlamamız gerekiyor?

        Görüşlerden biri son zamanlarda yağmur gibi üzerimize yağmaya başlayan zamlardan kaynaklandığı yönünde. Şöyle bir düşününce pek de mantıksız gelmiyor hani… Yağmur gibi üzerimize yağan zamlar ve dolu gibi göz açtırmayan vergiler yüzünden son zamanlarda şehirlerarası taşımacılıkta sıfır araçlara rağbetin azaldığı söylenmekte. Binek araçlarla kıyaslayınca inanılmayacak gibi değil… Milyonlarca Suriyeli ve Afganlıyı ağırlama hovardalığının yanında kendi insanımızı unuttuk ya da nasıl olsa bizden diye ihmal ediyoruz belki de...

        Binek ya da ticari araçlar sonu düşünmeden yapılan zamlar ve sürekli çeşit ve oran noktasında artırılan vergiler yüzünden eskimeye yüz tuttu. Araç sahipleri ikinci el ve yaşlı, yorgun araçlara güç yetirebiliyor ancak. Sadece bu kadarla kalsa iyi, ikinci el araçların çok daha fazla ihtiyaç duyacağı yedek parça da doğru orantılı olarak gerçekten el yakacak kadar pahalı. Bu durumda araç sahipleri büyük ihtimal geçici çözümler üreterek araçlarının trafikte kalmasını sağlamaya çalışmakta.

        Zamların ayrıca personel giderlerini de olumsuz etkilediği söylenmekte. Şirketler dönüşümlü olarak üç personel çıkaracağına iki ya da bir personelle idare etme yoluna gidiyor. Bu ihtimalleri iddia boyutunda söylüyorum. Doğrusunu eğrisini taraflar araştırarak tespit etsinler. Bana makul ve mantıklı geliyor. Bu durumu da dış güçlere bağlamayız inşallah. Yani aslında şehirlerarası taşımacılıkta her otobüste sekiz saat çalışma esasına dayalı üç şoför görevliymiş de dış güçler ikisini kaçırmış. Tek şoför de yirmi dört saat direksiyon başında kalınca uyumuş ve kaza meydana gelmiş. Gülmeyin espri yapmıyorum. İşler ters gitmeye başladı mı hemen hayali dış güçlerin üzerine atmak adet oldu.

Kabul edelim artık. Zamlar ve vergi oranları katlanılır gibi değil. İki, üç, dört, beş, altı, yedi yerden maaş alanlar maddi refahın rehavetiyle gerçeği göremiyor ya da görmek istemiyor olabilirler. Ama güneş balçıkla sıvanmaz. Herkes çok başlıklı musluktan beslenemiyor. Sadece esnaf değil memur ve işçi de hayati ihtiyaçlarında kısıtlama yapma aşamasına geldi. Bu durumun ortaya çıkaracağı maddi manevi sorunların pandemiyle mücadele sürecine olumsuz etkileri olacağını öngörmemek mümkün değil.

Enerjiye yapılan zamların 1 Temmuz itibariyle yürürlüğe girmesi de gerçekten yenilir yutulur cinsten değil. Bu durum vatandaşın güvenini uzun süre telafi edilemeyecek derecede sarsmıştır. Yandaşlar konforlu yaşam formunda dolu mideleriyle bu kadar ince düşünemeyebilirler ama gerçek bu. Memur, işçi ve esnaf ciddi ekonomik sıkıntıya girdi bu zamlar yüzünden. Asıl farkındalık kışın başlamasıyla olacak. İnsanlar ısınma ve aydınlatma gelirlerini ödenebilir boyutlarda tutabilmek için yaşam standartlarından ödün vermeye başlayacak. Pandemiyle mücadelede aşı diye ısrar ederken insanımızın pandemiye karşı madden ve manen savunmasız hale gelebileceği hiç mi düşünülmez?

        Zamlar devam gelecek gibi görünüyor. Enflasyonun eylül ayından itibaren düşüş eğilimine geçeceğine dair temennilere inanmak istiyoruz ama enerji zamlarından sonra bunun mümkün olması hayal gibi. Ayrıca bu kadar mükemmel giden bir ekonomide bu zamların nerede çıktığını kimse anlamış değil. Anladığımız tek şey yapılan aşırı zamların ve getirilen yüksek vergilerin hayatı gittikçe daha yaşanmaz, daha çekilmez hale getirdiğidir. Her şeyin güllük gülistanlık olduğunu söylerken bu çelişkiyi gözden uzak tutmamak gerektiği kanısındayım.

 

       

Habip Ali
14.08.2021 17:23:45
Tebrikler ,bazı yazarlar gibi yalakalık yapmayıp,dürüstçe yazdığınız için.Siz Aksaray a fazlasınız.

YAZARLAR