Kızıl yokuştan aştım Çatin köyüne doğru
Ne kadar özlemişim seni bir bilsen Babam
Eski dostluklar kalmamış bitmiş gayrı
Yine köydeki evimizde olabilsek babam
Sen gittin gideli ağzımızın tadı kaçtı
Bilemedik on sekiz yıl ne çabuk geçti
Biliyon mu kardeş bacı Konya’ya göçtü
Keşke eski günlere dönebilsek babam
Köydeki evimizin kapısını kapalı gördüm
Bu ocak hiçbir zaman kapanmaz derdim
Öyle görünce çok üzüldüm kederlendim
Evin kapısını açıp kokunu alabilsek babam
Köyümün özlemi asla içimden çıkmıyor
Mahallemin hayâlı gözümden gitmiyor
Sönmüş ışığı ocağından duman tütmüyor
Keşke evimizin ışığını yakabilsek babam
Mahallemizin insanları evimize gelirdi
Senin zevkli sohbetlerinden haz alırdı
Çok zaman sohbet uzar sabah olurdu
Yine sabaha kadar oturabilsek babam
Evladın olarak her daim gurur duyarım
Senin dostlarını kırmam, sayar severim
Güzelliklerin çoktur, hangisini sayarım
Yine dostlarınla birlikte olabilsek babam
Minnet etmeden köy, evime varıyordum
Tüm yorgunluklarımı yanında atıyordum
Ne güzeldi tüm akrabalarımı görüyordum
Yine tüm akrabaları görebilsek babam
Sevgisi hiç bitmedi ta yüreğimde taşıdım
Tüm acıyı tatlıyı o ocakta, o evde yaşadım
Dört evlatlarının büyüğü evlat başıydım
Ahirette hep birlikte olabilsek babam
Mustafa’nda ihtiyarladı yaşı altmışa geldi
Muhannete muhtaç olmamaktı tek derdi
Çabuk geçti ömrü neler yaşadı neler gördü
Cenneti Ala’ya birlikte girebilsek babam
07.11.2020