Aksaray’da bürokratlar, Valinin hızına, öngörü ve risk alma cesaretine ayak uydurmalı, beceremeyenler gitmeli veya görevi bırakmalı. Bu sözüm bir kısım İL MÜDÜRLERİNE’ dir. Aksaray’da il müdürlüğü yapanların bir kısmı ya çalışmıyor ya görevini yapacak ehliyet ve liyakata sahip değil yâda arkasını birilerine dayayarak makamda kalacağına mı inanıyor.
İl Müdürünün başarısı kendisinin cumartesi Pazar dâhil 24 saat çalışmasıyla olmaz. Kurumunda bulunan bütün personelin tek birinin dahi farklı muamele görmeden normal mesai içerisinde verimli yani üretken çalışmasıyla ölçülür. Diyelim ki kurumunda 500 personel bulunuyor bunun 50-100’zü keyfine göre çalışıyorsa bu il müdürü ağzıyla kuş tutsa ne yazar? Bu müdür yönetmiyor, idare ediyor. Aksaray’ın idare eden müdüre ihtiyacı yok.
Türk subay nizamnamesinde aklımda kaldığı kadarıyla şöyle bir madde var; ‘’Alayda, Bölükte tek başına komutan olarak kalan subay, alay, bölük tehlikede kalsa kurtaracak kararlar alarak kurtarabilir mi?’’ Bu maddeden zayıf alan subay asla kurmay olamıyor. Bizim müdürlerimizin de kendi becerilerini görmek istiyoruz.
Başka bir değerlendirmede, kanunlarımıza göre Aksaray’da il, Konya, Kayseri de il. Devletimizin bütçesinden faydalanma da bizim ilimiz nerelerde bilmek isteriz. Aksaray’ın bütçeden para almada yarışacağı veya takip edeceği iller, Konya ve Kayseri’dir. Siyasi ve bürokratik gücümüzün esas göstergesi bu yarışma ve takiptedir. 10-20-40 yıl evvelki Aksaray’ı devamlı anlatmak halkı oyalamak ve kendimizi kandırmaktan başka bir şey değildir.
İl Müdürlerimizden beklenilen hakkaniyet ve adalet ölçüleri içerisinde tek bir personeli bile ayırmadan çalıştırmalarıdır. Eğer bu yapılmıyorsa hem haksızlık hemde hırsızlık var demektir. Haksızlık çalışmayanlara göz yummak, hırsızlık da hak etmediği halde milletin parasını alan personele göz yummaktır.
Yazımıza karşı çıkacak müdürler olabilir. Biz isim kullanmıyoruz çünkü zaman tanımak istiyoruz. Bu zaman içerisinde ya müdür kendi, kendisini düzeltir, idare-i maslahattan vaz geçerek yönetmeyi becerir. Ya da Vali Beyden başarı için yardım ister. Beceriksiz ve çalışmayanların arkalarında olanlar da bunları kurtaramaz.
Hiç vakit geçirmeden kurumların halk nezdinde saygınlığının ve beğenirliğinin, anketle tespit edilerek halkın bilgilendirilmesi çok faydalı olacaktır. Burada amaç çalışanla, çalışmayanı, idare edenle, yöneteni ortaya çıkararak, başarılı yöneticilerin hakkını teslim etmektir.
Basın, halkın gözü, kulağı olduğuna göre bu görevi yapması gerekir. Hamza Aydoğdu Vali gerçekten Aksaray’ın bütün sorunlarının çözümüne bir ivme kazandırdı vede birçoğunu çözüyor, öyleyse bütün il müdürleri ve Sivil Toplum Örgüt başkanları bu takımın çalışma temposuna uymak zorunda olmaya mahkûmdurlar.
Sivil Toplum Örgüt başkanlarından, Ziraat Odası başkanı Emin Koçak’ı örnek olarak göstere biliriz. Elbette neden Emin Koçak sorusu akla gelebilir. Söyleyim Emin Koçak sadedir, açıktır, samimidir, çalışkandır ama daha önemlisi, sadece başkanlığını yaptığı kurumları başarıya götürmek için çalışır. Üzerine vazife olmayan işlere burnunu sokmaz.
Birlikten yanadır, yöneticileri çok iyi analiz ederek mesafesini belirler. Kolay söz vermez, verdiği sözünde arkasında durur. Hepsinden önemlisi lüzumsuz ve üzerine düşmeyen boş işlerle uğraşmaz. Gerçekten halktan biridir, bütün gücüyle halkın her işine koşar.
Burada amacımız, Emin Koçak’ı övmek değildir mevki aşlarına ve il müdürlerine örnek göstermektir. Yalan dolan, yalakalık Aksaray’a çok büyük zarar vermektedir. Önemli olan münasip lisanla, uygun zaman ve mekânda doğruya doğru eğriye de eğri diyecek insanlar lazım. Aksaray’ın en önemli ihtiyacıda budur.
Şu an Vali Beyi’n önderliğinde bu zemin de yakalanmış görünüyor. İlin, bürokratik ve siyasi gücü Ankara’dan ölçülür. Ankara’da Vali Bey’i yalnız bırakmamak gerekir. Son derce örnek olması bakımından, Gümüşhane- Bayburt Hava Limanını verebiliriz.
Bayburt’ta 300 milyon bütçe ile hava limanı yapılıyor. Merkez bir saat mesafede olacakmış. İşin enteresan tarafı 1 saat ötesinde 2 ilin hava limanı var. Trabzon ve Erzurum. Bayburt’un nüfusu 82 bin (seken iki bin). Bu hava limanına 2 milyon yolcu garantisi verilmiş. Biz Devlet’in nereye neyi yaptırdığına bir şey demiyoruz. Ankara’da siyasi ve bürokratik ağırlığın ne olduğunu nelere gücü yettiğini anlatmak istiyoruz.
Yapılanları mantık ve bilimden yoksun övme ve tenkit etme, dedikodudan ibarettir. Şu an bize düşen, bildiğimizi, becerimizi mütevazı bir şekilde ortaya koymak ve ilin hizmet takımını kurarak, Aksaray’a hizmet edenin yanında yer almaktır.
HAYROLA MUVAFFAK OLA, MUZAFFER OLA.
