Rasim GÜL


TÜRKİYE’DE MERTLER Mİ KIYMETLİ, NAMERTLER Mİ?

Aksaray haberleri, Salihler şehri gazetesi, Aksaray haber


Osmanlının son 200 yılı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin yaklaşık 100 yılında ‘’Mertler mi kıymetli, Namertler mi?’’ Sorusuna cevap vermek elbette çok kolay. Bu 300 yıllık dönemdeki bütün iktidarların ilk yıllarında MERTLERİN, son yıllarında NAMERTLERİN kıymetli olduğu gün gibi ortada. Namertten kastımız sözünde durmayanlar ve takla atanlardır.

Bu halin nedenleri, sosyolojik bir vaka olduğundan, sosyologların, psikologların ve psikiyatristlerin çözmesi gerektiğine inanıyorum. Bir millet, büyük oranda yanılabilir mi, aldatılabilir mi? Namertlerin eline bırakılabilinir mi? Bunun cevabı ve örnekleri pek çoktur. Tarihten onlarca örnek verilebilinir. Örneklerin en alası, Türk, Çin, Rus ve Alman halkıdır.

Milletler tarihine birçok konuda yön veren, hatta çağ değiştiren bir Türk milleti çıktığı yükseklerden, nasıl aşağılara inebilir? Yarattığı medeniyet ve kültürden neden bu kadar uzaklaşabilir, neden yeryüzünde kendinden başka dostu olmaz da sayısız düşmanı olur? Neden hiçbir düşmana lüzum kalmadan akrep gibi kendini sokar? Kendi soyundan hatta komşusundan düşman yaratmaya çalışır? Anlaşılır gibi değil, bu halk Türk halkıdır.

Türk Milleti kendi kendiyle kavga ederek koca Osmanlı İmparatorluğunu yedi ders almadı. Bin bir güçlükle Atatürk ve arkadaşlarının gayreti, cesareti, ön görüsü ve asil milletin kanlarıyla kurduğu Türkiye Cumhuriyetine mertleri sahip çımaya çalışırken namertlerde yıkmaya çalışıyor. Bu ciddi anlamda hastalık değildir de nedir?

1950’de Mao Zedong Çini komünist yaptığında yanılmıyorsam nüfus 550-600 milyon. 550-600 milyonun %’10 nu 55-60 milyon ediyor, %’1 55-60 bin ediyor Mao’nun yanında %’1. 
Peki, Mao % bir bile olmayan sayı ile Çini nasıl komünist yapıp baskı rejimi kuruyor ve 72 yıldır da zulmeden komünist rejim devam edebiliyor?

Mao’nun örnek alınacak halleride var mı diye sorulursa evet var. Kore Savaşı sırasında biricik oğlunu halk çocuklarının yanında savaşa gönderiyor. Genç subay bir Amerika hava saldırısında hayatını kaybediyor, böylece Mao halk adamı oluyor. Türkiye’mizde bunun örneği yok.

Rusya’da 1917 yılında VLADİMİR LENİN 10 bin kadar Kızıl Muhafızı ile başkentteki önemli yerleri ele geçirip kendini Sovyetler Kongresinde Halk Komiserleri Konseyine başkan seçtiriyor. Lenin çok küçük bir ekiple Rusya’da KOMÜNİST rejimi kuruyor. ÇAR dâhil milyonlarca RUS’u öldürüyor, zulmediyor, sürgüne gönderiyor? Amerika’yla anlaşarak Orta Asya, Balkanlar ve Ortadoğu’ya kan kusturuyor, zulmediyor ve sömürüyor?

Batının en kalkınmış ülkesi Almanya’da Adolf Hitler; 1933’de Alman Şansölyesi oldu, 1934’ FÜHRER olarak devlet başkanlığına yükseldi ve 2. Dünya Savaşını başlatarak, Dünya’yı kan gölüne çevirdi. 1945’de de intihar etti ve İnsanlık kurtuldu. 

Bizim konumuz, mert ve namert olduğundan, mert yani dönek olmayanlar topluma sahip çıktıklarında o toplumlar felaketlerden uzak kalabiliyor. Aksi halde mertler susup iş namertlere kaldığında toplumun başından felaketler eksik olmuyor. 

Türkiye’mizin akılla, mantıkla, vicdanla ve birlikte idare edilmeye acil ihtiyacı var. Kimsenin kimseden üstünlük taslamadan sevgi ve saygı içerisinde, bilgi ve gerçeklere bağlı kalarak davranması lazım. Ülke insanı ayırımcılıktan, hakaretten bıktı.
   Hayrola, Muvaffak Ola, Muzaffer Ola. 

YAZARLAR