Muammer Öztürk


TEBLİĞ Mİ İDEOLOJİ Mİ

Aksaray salihler şehri Haberleri / Aksaray salihler şehri gazetesi


?´Maliki Yevmiddin´´
Din sekülerizme karşı icad edilmiş bir olgu değildir.Özellikle sekülerizm dış merkezli evrensel güçlere teslim olarak ya da icad edilerek zaman zaman dine karşı savaş açmıştır.Din Allahın açıkladığı bir gerçekliktir. Muhammed Alinin, Muhammed İkbalin, Aliya İzzetbegoviçin, Gazalinin, İbni Haldunun, Fahri Razinin, Nihayet Üstadın düşüncede hareket rehberi budur. İman için Allahı görmeye gerek yok. Kaldı ki gören göz için Allahın yarattıkları üzerinde nakşettiği şaheserle her daim apaçık ortadadır. İnsanlar için bunun en bariz taşıyıcıları Peygamberlerdir. Çeşitli kisve ve hilelerle Peygamberleri dışlayan ideolojik akımlar ne kadar süre başarılı olabilmişlerdir ki. Gündelik meşguliyetler icat edenler ne kadar başarabilirler.
Allahın tebliğine muhatap olan insandır. Yaratılışın sebebi de insandır. Bu gün insanın yaptığı bir çok işi yapan makinelere ne kadar duygusallık atabiliriz. Bunu yapan ustayı ne derece kutsayabiliriz. İnsanla makineyi kıyaslamak ne kadar abes ise tebliğle ideolojiyi kıyaslamakta o kadar abestir.İdeolojiler kendilerini desteklemek için felsefe üretirler. İnsan aklına mücadele açarlar. İnsan aklı iyi bir temellendirmeye sahip değilse çelinebilir. İnsan aklı hiç beklenmedik sapkınlıklara inkara gidebilir. Akıl her zaman seçici ve ayıklayıcı olamayabilir. Aklın sağlıklı çalışabilmesi için de bir metodolojiye ihtiyaç vardır. Metodoloji ruhçu bir sistematiğe sahipse aklın çelinmesi çok zordur. Hatta imkansızdır. Metodoloji maddeci bir sistematiğe sahipse madde yaratılmıştır. Maddenin özellikleri değişkendir. Dolayısı ile sabit olmayan değişken bir madde üzerinden ancak tebliğe değil icatlara ulaşılabilir. Tebliğ en başta empatiyi doğorur. Toplum psikolojisinde empati insan ilişkilerine seviye kazandırır. Problem çözücüdür. Hayvanatın ve nebatatında sevilmesine yol açar. Etkileşim farkındalığı oluşturur. Çevre bilinci oluşturur. Tebliğ bir çok açıdan insanlığın evrensel faydasına kapı açar. Tebliğden uzaklaşıldıkça semavi öğretilerin yerini yobazca ideolojiler alarak maddenin özelliklerini insanın felaketine kullanabilirler. Zira tebliğden nasiplenmemiş olmak insanlığı hiç olmadığı kadar ızdıraba sevk eder. Günümüz dünyasında yaşanan katliamlar, savaşlar, tahribatların oluşturacağı dalgaların tusinamileri bütün insanlığın suratına atılacak şamarlar gibi yaklaşmaktadır. Zulüm ağacının meyvesi dibine düşecektir.Ancak hiçbir ağacın ürettiği oksijen dibine düşmez. Atmosferin en üstüne yükselerek bütününe ulaşır. Tüm ekosistem bundan fayda sağlar. Oysa tüm ağaçların yakıldığını düşünürsek atmosfer ne kadar yapısal tahribata uğrar. Ozonun koruyuculuğu ultraviyole ışınlara ulaşamaz. Avustralaya yanıyor. Küresel ısınmayı düşündüğümüzde bozulan dengenin nasıl insanlığı hedef aldığı apaçık ortadadır. Tebliğle ne alakası var dediğinizi duyar gibiyim. Bilim ve teknoloji zirve yapmışken. İşte bilim ve teknoloji insanlığı her zaman kurtarmıyor. Tebliğden uzak olan insanoğlu semavi öğretilerden koparak hırs sahibi materyalist oluyor.Bilim ve temnolojiyi doğal dengeyi bozacak kadar ileri taşıyor. İşte sonuçları görülüyor artık.
Adem ile Havvadan günümüze insanlık ne kaybetti ne elde etti.Mülkiyet kavgaları, kavgalar cinayetler. İndirgersek; Allahın ?´Evlatlarınız ve mallarınız sizin için birer fitnedir´´ tebliğini anlamayan müslümanın mülk edinme hırsıyla kalkıştığı sapkınlıklar ve akrabalık bağları tarumar olmuş aileler ve zayıf bencil bir toplum. Bir de tebliğden tamamen habersiz sekülerleri düşünün.
Yıllar önce gezdiğim Antik Efesin milattan iki bin, günümüzden dört bin yıl önce kurulduğunu öğrendim.Öyle ki Parlamento binası, sıcak soğuk hamamlar havuzlar, her sokakta kaynaktan su kanalları, düzenli spor müsabaka alanları, evlere sıcak ve soğuk su taşıyan toprak su boruları, mermer kaplı kütüphane binası, süslemeli kaşdrım taşları, yürüme kordonları, rivayet o ki yedi bin nüfuslu modern ve organik bir şehir. Maalesef yedi defa savaşa sebep olmuş ve el değiştirmiş bir şehir. Kaza kaza yıllardır hala bütününü gün yüzüne çıkaramadık. İnsanlık bu gün hala birbirlerinin ülkelerine saldırıyor. Tebliğden mahrum teknoloji ve modernite insanlığa hayırlı sonuçlar getirmiyor. O zaman sormak lazım. Tebliğ mi ideoloji mi. Tebliğ mi modernite veya teknoloji mi. Hangisi önce gelir.
Yeni bir medeniyet yolculuğuna çıkacak olanlar tebliği esas almak zorundadırlar. Aksi halde dünyalık iddialarla kuracağımız medeniyet insanlığa fayda sağlamayacaktır. Sadece tarih tekerrür edecektir. İnsanlık tamamlanmış semavi öğretiye rağmen yeni bir din veya peygamber mi istemektedir. Bu ne sapkınlıktır.

YAZARLAR