Sabah akşam gözümüz kulağımız haberlerde ha girdik ha gireceğiz. Ben bu satırları yazarken de hala gözümüz kulağımız haberlerde.
Askerimizin Irak ve Suriye´ye girişiyle ilgili Meclisimiz karar aldı. Yani olması gereken hukuki prosedür yerine geldi. Artık emir bekleniyor.
Suriye´deki duruma gelinceye kadar, geçen süreçte yapılan işerle ilgili farklı düşüncelerimiz olsa da bu tarih itibarı ile onları konuşmanın ne yerindeyiz ne zamanında. Ordusu son hazırlığını yapan bir milletin, defterin eski yapraklarını karıştırmak gibi bir duruşunun olamayacağında her birimiz mutabıkız herhalde.
Bilinen en yalın haliyle Türkiye´nin siyasi hedefi tekrar tekrar ifade edildiği gibi Misak-ı Milli´nin güneyinde Akdeniz´e sınırı olan bir devlet oluşturulmasına müsaade etmemektir. Bu güne kadar yapılan siyasi hamleler beklenen sonucu vermemiş olmalı ki siyasi hedefimizi son çare olan asker kullanarak gerçekleştirme aşamasındayız.
Türkiye aylardır gidik gireceğiz,bir gece ansızın gelebiliriz diyerek ABD´yi uyarıyor.Kimileri saldıracağını düşmana söylemeyi hata olarak yorumlasa da siyasetin gereği bazen bu hamleleri yapmak doğrudur.Askeri harekata ilişkin yapılan açıklamaları eyyy Almanya,eyyy Amerika,eyyy Avrupa sözleriyle karıştırmamak gerekir.
En son Suriye çıkışımızı Trump´ın askerimi çekiyorum telefonuyla noktalamıştık. Zaman içinde görüldü ki asker çekmek şöyle dursun bölgeye tam gaz silah yığdılar. Bu geçen dönemde sanki hiç itirazımız yokmuş gibi işler devam edince sesler yine yükseldi. Artık bunun dönüşü yok noktasına geldik. Şu dakikadan sonra bunun geri dönüşü çok zor. İçeride muhalefete, dışarıda da dünyaya karşı devlet ciddiyeti tartışılır. İmkânsız diyemiyorum çok zor.
Kısa süre içinde harekât başlayacak.Harekât başlayacak başlamasına da amerikalıların bölgeyi terk etmesi bekleniyor.Ağırdan ağırdan çıkıyorlar anlaşılan Trump´ın tutarsız açıklamalarını nereye koyalım o zaman ? Net olan bir husus var ki Amerikan Başkanı bizim başkan gibi ülkeyi yönetemiyor.Kurumlar seçilir seçilmez başkanın önüne resmi çiziyor ve bizim elli-yüz yıllık planımız var.Bu planın şu aşamasındayız diyor.Kibarca sizin dört yıllık başkanlığınız bizim milli politikamızı değiştiremez diyorlar.Kolayca planları değişmiyor.
Trump ,kaba tabirle ilk açıklamayı ?ben çıkıyorum ne haliniz varsa görün? diyerek yaptı. Hemen sevindik, dediğimize geldiler diye. Hemen arkasından yapılan açıklamalar işin o kadar basit olmadığını gösterdi. Anladık ki bize tamam girin derken bölgede yakalanan binlerce DEAŞ militanını bize zimmetliyorlarmış.Sayısı on binlerle ifade ediliyor ancak Cumhurbaşkanı sayı abartılıyor dedi.Demek ki onları alacağız.Ardından Trump büyük bir kibirle benim müsaade ettiğim hal ve hududun dışına çıkarsanız perişan ederim dedi. Bu açıklamayı bizden ziyade kendi iç siyasetine yönelik söylediğini düşünüyorum.Zira Türkiye´nin durdurulamadığını,ne olursa olsun önüne geçilemediğini saklayamazlar.Açıklama; küstahlığı bir kenara koyarsak , biz müsaade ettiğimiz kadar olacak diyor.Hala patron benim diyor aslında.Anlaşılan Trump ve Cumhurbaşkanımız mutabık olmuşlar da Amerikan bürokrasisi ile bir mutabakat yok.
Şahsen canımı sıkan en önemli hususlardan biri de, bir amerikalı yetkilinin Türk Uçakları´nın müşterek uçuşlardan çıkarıldığı ve bölgeye ait uçuş raporlarının bize verilmeyeceği açıklamasıydı. Bu açıklamadan hava sahasının örtülü bir şekilde kapatıldığı sonucu çıkarılabilir. Öyle mi dediler, böyle mi dediler operasyon başlayınca göreceğiz. İnşallah uçuşları engelleme gayretine girmezler. Uçaksız muharebe olmaz mı ? Olur tabi neden olmasın, ancak operasyonun maliyeti artar. Hepimiz biliriz ki harbin maliyeti de kandır.
Harekâtın başlaması Kasım ayında yapılacak başkanların görüşmesine kadar tehir edilir mi bilemeyiz ancak gördüğümüz Mehmetçik hazır yeter ki vur desinler.
Özetle kolay olmayacak ancak sonucu belli bir harekâtın arifesindeyiz. Biliyoruz ki bu coğrafyada ordumuzun karşısında duracak bir güç yoktur.Allah Mehmedimizin kılıcını keskin etsin,cümle kahpeliklerden muhafaza eylesin.

