Milli Savunma Üniversitesi Harp Okulları Yönetmeliği değiştirildi.Hemen irtica geliyor manşetleri atılmaya başlandı.Gece Resmi gazetede yayınlandığı anda baktım ve bu konu gündeme gelecek diye düşündüm.Ne olmuş derseniz eski yönetmelikte yer alan giriş şartları başlığı altındaki
“1) Tutum ve davranışları ile yasa dışı, siyasî, yıkıcı, irticaî, bölücü ideolojik görüşleri benimsememiş, bu gibi faaliyetlerde bulunmamış veya bu gibi faaliyetlere karışmamış olması,” maddesi değişmiş.
Peki yeni hali ne olmuş ?
“p) Terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, iltisakı ya da bunlarla irtibatı olmamak.”
Hemen konuya girerken yazalım ve burada dursun.Şahsi fikrim; özellikle gelecekte devletin silahlı gücüne komuta edecek bir gencin vicdanında, devlet aidiyetinin önüne geçecek başka bir gruba sadakati sakıncalı görürüm.
Aldık tek maddeyi yazdık ancak sadece bu koşul için yönetmelik değişmez.Merak edip bakanlar görecektir ki yeni düzene uyum sağlamak için değişiklik yapılmış. Harp Okullarının, doğal öğrenci kaynağı askeri liselerdir.Eskiden ihtiyaç halinde ve ihtiyaç kadar sivil liselerden öğrenci alınırdı.Fetöcü kalkışmanın asıl sorumlusu sanki askeri liselermiş gibi kabak da onların başına patlamıştır.Harp okuluna subay adayı, artık sivil liselerden alınmak zorunda olduğuna göre düzeltmek gerekiyor onu yapmışlar. Askeri öğrenci olur raporları, askeri hastanelerden alınırdı;onlar da kapatıldığından, yeni adres belirlenmiş. Hatta eskiden kendisi ile beraber ailesinin de adli sicili kontrol edilerek alınan adaylar yeni yönetmelikte sadece kendi suçları ile sorumlu tutulmuş.Suçun şahsiliğine uyulmuş.
Peki yazımın asıl sebebi “İrticanın önü açıldı” kaygısının hiç mi yeri yok ?
Eski yönetmelikte de doğrudan cemaat,tarikat üyeliği diyerek yasaklama yoktu. İrtica kelimesiyle bu kavramlar kastedilmişti.Şimdi irtica kelimesi yönetmelikten çıkarılınca otomatik olarak herşey serbest konuma geliyor.Net ifadeyle bu kapsamda Mili Güvenlik Kurulunca suç örgütü olarak tanımlanmamış hiçbir aidiyet subay olmak için engel değil.
Katılır mısınız bilmem, çalışma hayatında amiriniz pozisyonunda bulunan kişilerin, genellikle yumuşak bir ses tonuyla hallet,şey yap,ilgileniver, dediği konuların hep sıkıntılı işler olduğunu görürüz.İş usul ya da esas yönünden sorunluysa hiç ayrıntıya girilmez.Ancak sorun yoksa elli tane talimat verilir.İşin doğası böyledir.Zaten işi yapmadan önce halletme şeklinizi anlatmanızdan bile hazzetmezler.Yav tamam sen hallet işte denir geçilir.İrtica kavramı da içinde ne olduğu tek tek listelenmemiş muhteviyatı karışık bir torbaydı.Madem yasak yazın kardeşim şu tarikat,şu cemaat,şu dernek diye.Ortaya karışık ifadeyle yönetmelik mi olur Allah aşkına. Şimdiki durum da farklı bir sıkıntıya gebe midir , değil midir bakalım.
Milli Güvenlik Kurulu kimleren oluşuyor ?
Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcıları(Şu anda 1 kişi istenirse artırılabilir)
Adalet Bakanı,İçişleri Bakanı,Milli Savunma Bakanı,Dışişleri Bakanı,
Genel Kurmay Başkanı
Kuvvet Komutanları
Gördüğünüz gibi makamların içini isimlerle doldurursak askerler dışında diğerlerinin Cumhurbaşkanına muhalif düşüncede olma ihtimalleri çok düşüktür.Endişem de buradadır. Bundan 15 yıl sonra halk tarafından seçilmiş Cumhurbaşkanı, şu an için tehlikeli görülmeyen bir yapıyı tehlikeli görürse, kendi bakanlarıyla bu kararı alması hiç de zor değildir.Bugün itibarıyla mensubiyeti serbest olan gruplar sonradan sorunlu görülebilir.Olur mu ? olur. Oldu mu ? oldu.
Emekli bir subay olarak, subay olmak isteyen genç kardeşlerime tavsiyem; Devletimiz,Milletimiz,Bayrağımız dışında bir aidiyetin gölgesinde olmayınız,onlardan medet ummayınız.İrticanın önü açıldı diyenlerin düşünmesi gereken bir cümle ile de bitirelim.
Nasıl olduysa irticanın önü kapalıymış ama binlerce Fetöcü girmiş Şanlı Orduya.Ya bir de açık olsaydı ne olurdu halimiz ?