Doç Dr.İbrahim BAYKAN


SIRA DIŞI VE AYKIRI BİR ADAM (1)

Aksaray haberleri, Salihler şehri gazetesi, Aksaray haber


“Hayatımda hiç kimseyle sidik yarışışına girmedim; benimle girenler; hep üzerlerine işediler”

Değerli okurlar karantina günlerinde; “SIRADIŞI VE AYKIRI BİR ADAM” adlı hayatımın romanını yazmakta olduğum kitabımdan; sizlere bölümler halinde yayınlama kararı aldım; Umarım okurken keyif alırsınız.

NOT: “Yazılanlar hayal ürünü değil; bizzat yaşadığım olaylardır.”

ON İKİ YAŞINDA SÖZDE AVUKAT OLDUM

Çocukluğum yoklukla geçti; bu da benim İlkokul ve Ortaokul çağlarında; yaz tatillerinde çalışarak aile bütçesine katkıda bulunmamı gerektiriyordu.

Bunun için de en ideal para kazanma işi ayakkabı boyacılığıydı. Sanata dayalı bir işe girmiş olsam daha iyi olacaktı ama cüz-i bir haftalık alacaktım. Oysa ayakkabı boyacılığından haftada alacağım parayı bir günde alıyordum buna da çok ihtiyacımız vardı.

Çok kazandığım günlerde şehrin en popüler lokantasında kendime ziyafet çekiyordum. Ancak bir sorun vardı. Lokantalara boya sandığı ile zor girerdiniz ve girdiğinizde de mutfak veya tuvalet yakınında müşterilerden uzak ve sota bir yere oturtulurdum.

Yine Aksaray’ın saygın lokantalardan birine girdim. Müşterilerinin çoğunluğu şehrin kalburüstü amir ve memurlarından oluşurdu. Ben her zamanki gibi tuvalet ve mutfak arasına sıkıştırılmış bir masaya oturtuldum.

Garsonlar müşterilerden aldıkları siparişleri aşçılara söylerken: “Hâkim Hayri beye bir tas kebabı, Müdürüm Mehmet hocaya bir karnıyarık, Avukat Sinan Abim’e patlıcan musakka” Diye seslenirlerdi. Bu unvanları zikretmek; aşçılara özen göstermesi için verilen bir mesajdı.

Benim de o gün bir aksiliğim tuttu; siparişimi verirken garsona: “Avukat İbrahim Baykan’a bir haşlama ve yanında bir pilav söyler misin?” Dedim.

Garson; ben sözümü bitirir bitirmez; tam bir Aksaray ağzıyla; “Ulan sen benimle dalga mı geçiyon yavşak” Dedi ve demekle de kalmadı; yüzüme bir tokat patlattı ve boya sandığımı alamadan; beni karga tulumba dışarı attı.

Kendime gelince gidip boya sandığımı aldım. Aslında yalan da söylememiş oldum; bizim amcaoğlu İbrahim Baykan avukat oldu be yaa.. Ben olamadım ama ülkemin saygın bir üniversitesinde öğretim üyesi oldum.

Sevgi ve Saygılarımla

YAZARLAR