Mustafa Fırat Gül


SELÇUKLULAR’DAN GÜNÜMÜZE AKSARAY

Aksaray haberleri, Salihler şehri gazetesi, Aksaray haber


Anadolu Selçukluları devrinde bir kültür merkezi olan Konya ve Kayseri şehirlerinin birbirine bağlandığı ana yol üzerinde bulunan Aksaray, II. İzzeddin Kılıcarslan’ın yaptırdığı dinî, ticarî ve sosyal tesislerle âdeta yeniden kuruldu. Anadolu Selçukluları’nın dağılmaya başlamasıyla Karamanoğulları’nın hâkimiyetine girdi. Bu dönemde Karamanoğulları ile Osmanlılar ve Kadı Burhâneddin arasındaki siyasî mücadelelerden oldukça etkilendi. Yıldırım Bayezid zamanında -1397 yılında- Osmanlı topraklarına katıldı. Yıldırım Bayezid’in 1402’de Ankara Savaşı’nda Timur’a mağlûp olmasından sonra tekrar Karamanoğulları hâkimiyetine geçen şehir, Fâtih Sultan Mehmed’in 1468’de bu beyliğe son vermesinden sonra kesin olarak Osmanlı Devleti idaresine girmiştir.

Aksaray Sancağı’nın ilk idarî taksimatı 1476 tarihlidir. Karaman Eyaleti’nin ilk vakıf defterine göre Aksaray vilayet olarak kaydedilmiştir. 1500 tarihinde Aksaray Sancağı ilk defa kaza, nahiye ve köylere ayrılarak yeni bir düzenlemeye tabi tutulmuştur. Bu tarihte sancak “Aksaray” ve “Koçhisar” larak iki kazaya ayrılmıştır. Aksaray Kazası 5, Koçhisar Kazası ise 2 nahiyeye bölünmüştür. 1584’te kaza sayısı bire düşmüştür. Bunun sebebiyse Ereğli Kazası’nın Aksaray’dan alınıp Konya’ya bağlaması ve Koçhisar Kazası’nın da nahiye olarak Aksaray Kazası’na bağlanmasıdır. 1500-1584 arasında nahiyeler şunlardır: Aksaray, Bekir, Eyyübili, Hasandağı, Sahra.

 

Tablo: 1 1500-1584 arasında Aksaray Kazası Nahiyelerinin Köyleri

Nahiyeler

1500

1522

1584

Aksaray

22

-

78

Bekir

19

36

41

Eyyübili

30

36

166

Hasandağı

21

14

37

Sahrâ

18

32

-

Toplam

110

116

322

 

            Aksaray 1840’lı yılların ortalarına kadar Karaman Eyaleti’nin bir sancağıdır. Tanzimat sonrasında yaşanan ve yukarıda kısmen izah etmeye çalıştığımız değişiklikler neticesinde idari taksimatta adeta yeni bir sisteme geçilmiştir.

Bu süreçte sancaklar yeni baştan bölünmüş; bazı sancaklar kazaya, bazı kazalar nahiyeye, bazı nahiyeler de kazaya dönüştürülmüştü. İdarî yapının yenibaştan düzenlendiği bu süreçte bilhassa nahiye veya kaza gibi daha alt birimler, haklarını aramak ve istedikleri kaza veya sancağa bağlı ola-bilmek için yoğun mücadele vermelerine rağmen; eyalet ve sancak merkezlerindeki meclis üyelerine genelde söz geçirememişler; kaderlerine razı olmuşlardır.

            Asırlardır Niğde ile aynı statüde bulunan Aksaray 19. Yüzyılın ortasına bile varamadan tenzil-i rütbeye uğramıştır. 1845 yılında Aksaray artık sancak değil bir kazadır. 1844 tarihli nüfus defterlerinde sancak iken bir yıl sonraki kayıtlarda ise Aksaray için kaza denilmektedir. Net bir tarihi şimdilik tespit edemediğimiz gibi belgelerde de karışıklık göze çarpmaktadır. 9 Ocak 1845 (29 Zilhicce 1260) tarihli belgede “kaza” denilirken, 25 Ağustos 1845 (21 Şaban 1261) tarihli belgede Aksaray için “sancak” kaydı bulunmaktadır.

YAZARLAR