Mustafa Fırat Gül


SAĞIR KURBAĞA HİKAYESİ

Aksaray haberleri, Salihler şehri gazetesi, Aksaray haber


Üniversitede öğrenciyken tiyatroya da epey vakit ayırıyordum. Birkaç piyes yazıp sahneye koydum arkadaşlarımla. Elbette amatörce işlerdi. Hevesimiz vardı yani. Ama en önemli amatörlüğüm, acemiliğim "acaba başkaları ne der" korkusuydu. Konservatuvardan bir hocam bana sağır kurbağa hikayesini anlatmıştı. Ve ondan sonra eleştirilerin çoğu zaman oldukça faydalı olacağının farkına vardım. Ve yine biz arkadaşlarımla prova yaparken Sakıp Sabancı'nın vefatını öğrendik. Adını hatırlamadığım bir hocam da merhum Sabancı'nın eleştirilmekten korkanlar hiçbir zaman başarılı olunamayacağını söylediğini aktarmıştı. Ben önemli bir iş başardığım için filan yazmadım bu anımı. Bunu neden yazdım? Herkes aynı şeyleri düşünmek zorunda değil. Herkes herkesle aynı fikirde zaten olamaz. O zaman birbirimizin düşüncelerine tahammül etmek en önemli işlerden birisiyken, eleştirilerden yılmamak da ikincisi. Eleştiri, beğenmeme o kadar doğal ki izaha gerek yok. Ama hakaret kabul edilemez. Yine eleştirilere direnmek önemliyken kişinin hatasını kabul etmesi de bir o kadar mühimdir.

Pekâlâ bu sağır kurbağa hikayesi nasıldı? Hemen aşağıya iktibas ediyorum.

Kurbağalar bir gün yarışma düzenlemiş. Hedef; çok yüksek bir kulenin tepesine çıkmakmış.

Bir sürü kurbağa da arkadaşlarını seyretmek için toplanmış ve yarış başlamış. Gerçekte seyirciler arasında hiçbiri yarışmacıların kulenin tepesine çıkabileceğine inanmıyormuş. Sadece şu sesler duyulabiliyormuş:

“Zavallılar! hiçbir zaman başaramayacaklar!”

Yarışmaya başlayan kurbağalar kulenin tepesine ulaşamayınca teker teker yarışı bırakmaya başlamışlar. İçlerinden sadece bir tanesi inatla ve yılmadan kuleye tırmanmaya çalışıyormuş. Seyirciler bağırmaya devam ediyorlarmış:

“Zavallılar! hiçbir zaman başaramayacaklar!”

Sonunda bir tanesi hariç, hepsinin ümitleri kırılmış ve bırakmışlar.

Ama kalan son kurbağa büyük bir gayret ile mücadele ederek kulenin tepesine çıkmayı başarmış. Diğerleri hayret içerisinde bu işi nasıl başardığını öğrenmek istemişler. Bir kurbağa ona yaklaşmış ve sormuş;

“Bu işi nasıl başardın?” diye.

O anda farkına varmışlar ki; Kuleye çıkan kurbağa sağırmış!

Siz de hayallerinizi gerçekleştiremeyeceğinizi söyleyen söz ve kişilere karşı hep sağır kalın. Olumsuz düşünen insanları duymayın!..

Not: Seydibeşir Esir Kampı ile alakalı 1920’de meçhul bir subay tarafından tutulan günlüğü yayına hazırladım. Çok ama çok zor oldu bu süreç. Kısacık bir deftere aylarımı harcadım. Yazılar okunaksızdı ve defterin bazı sayfaları da oldukça yıpranmıştı. Ama zor da olsa tamamladım. Umarım istifade edeni çok olur.

YAZARLAR