Serdar Adem İşler


Neden Maske Takmazlar?

Aksaray haberleri, Salihler şehri gazetesi, Aksaray haber


        Coronayı ciddiye almıyoruz. Sadece Coronayı değil ki biz aslında temelde hayatı ciddiye almıyoruz. Kural kaide tanımıyoruz. Tanımamayı adeta bir güç gösterisi, bir kur seremonisine çeviriyoruz. Burnumuz o derece büyük yani… Yere göğe sığmıyor...

Ben her zaman söylüyorum bizim inanımızı idare etmek gerçekten tahminlerin çok ötesinde zor bir iş… Ne kadar vurdumduymaz, ne kadar pervasız olduğumuz bu yüzden neleri kaybettiğimiz tabiri caizse ilk defa Göktürk kitabelerinde itiraf edilmiştir.

        Corona meselesinde işte bu yüzden başarısız olabiliriz. Enflasyon rakamlarında olduğu gibi vaka sayılarındaki tenzilatlı ifadelere rağmen son zamanlarda artan vaka sayıları ve vefatlar bunun inkarı kabil olmayan ispatı olsa gerektir.  Henüz pes ettiğimiz söyleyemem. Bu işin üstesinden gelemeyeceğimizi de iddia etmiyorum. Bin şükür devletimizin sağlık alt yapısı sandığımızdan çok daha güçlü... Ama insanımız bu kafayla hareket etmeye devam ederse sonumuzun hüsran olacağı da bir gerçek…

        Vaka sayıları, uyarılar hatta yakın geçmişte yaşanan seyahat kısıtlaması ve sokağa çıkma yasaklarına kadar varan yaptırımlara rağmen vatandaş hala meselenin ciddiyetine vakıf değil. İnanmıyorsanız sokağa çıkın kendi gözlerinizle görün. Vatandaş sanki hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam ediyor. Maske ne gezer, lütfedip takanların da burunları sünnet çocuğunun şeyi gibi dışarıda, sosyal mesafe derseniz hak getire.

        Görünen manzara ne yazık ki bu...  Üstelik inkar ve itirazı mümkün değil. Mesele zaten bu da değil bana göre. Mesele bizim insanımızın neden böyle davrandığını tespit ve teşhis etmekte. Kanaatime göre bu işin üstesinden ancak genetik bilimciler gelebilir. Genetik noktada yapılacak tetkik ve tahliller neticesinde meselenin sebep ve saikleri tespit edilebilirse hastalığın tedavisi, arızanın giderilmesi ve hasarın telafisi mümkün olabilir. Aksi takdirde bu kafayla gidersek pandemik salgın noktasında yakında etkisine gireceğimiz ağır kış şartlarının da etkisiyle eskisinden çok daha zorlu ve uzun süreli yaptırımlar bizi bekliyor olacak.

        Acaba diyorum corona karşısında bu derece vurdumduymazlık ve pervasızlığın bir sebebi de düşünme ve mukayese yeteneğimizin zaman içinde deforme olmasından kaynaklanıyor olabilir mi? En azından bunun için bilimsel verilere gerek yok. Kendimiz de rahatlıkla tespit edebiliriz. Öyle ya maske takmayanlar kendileri hasta olmasalar ya da hastalığı kolay atlatsalar bile taşıyıcı oldukları süre içinde bulaştırdıkları insanların hayatlarına kastettiklerini nasıl düşünemezler? Maske takmamak suretiyle corona terörüyle kim bilir kaç insanın hayatını kaybetmesine sebep olan biz, lafa geldi mi gönül rahatlığıyla cennetlik olduğumuzu ya da toplum olarak dünyaya düzen vermeye aday olduğumuzu iddia edebiliyoruz. Ve bana göre bu sözler sadece yalan değil, aynı zamanda yediği haltın bilincindeki insanımızın sızlayan vicdanını rahatlatmak için uydurduğu günah çıkarma bahanelerinden başka bir şey değil.

        Maske takmamak kul hakkıdır. Maske takmamak insan hakları ihlalidir. Maske takmamak en yakınından başlamak üzere içinde yaşadığı toplumun canına ve geleceğine suikasttır. Maske takmamak en basit tabirle insanın çevreye ve kendisine saygısızlıktır. Maske takmamak ruhsal çöküntünün, kişilik yetmezliğinin çocuksu bir cesaret gösterisi şeklinde dışavurumudur. Maske takmamak intihara tam teşebbüstür. Ve tabi aynı zamanda sosyal mesafeye uymamak…

        Maske takmayanların diyorum acaba kendilerine bile itiraf edemedikleri asıl amaçları okul ve ibadethanelerin kapatılması için toplum sağlığını protesto olmasın. Maske takmayanların ilk başarısı okulların açılışının 21 eylüle ertelenmesi oldu. Bu tarihten sonra da anladığım kadarıyla okullar bir süre daha eskisi gibi eğitim veremeyecek. O zaman maske takmayanlara kına hediye etmeli.  Akıl sağlıklarında bir sıkıntı yoksa bu tedbirsizliğin okul ve ibadethanelerin kapanmasına sebep olacağını biliyor ya da en azından tahmin ediyor olmalılar diye düşünüyorum. O zaman geriye tek bir seçenek kalıyor. Kasten yapıyorlar.  Okulların açılışının ertelenmesiyle de mevzi olarak ilk başarılarını kazanmış gibi görünüyorlar.

        Acaba ikinci amaçları bu maske takmayanların taşıyıcı olma rolünü üslenerek yaşlıların aramızdan ayrılmalarını yani ölmelerini istemek yani genetik temizlik olmasın. Hasta ve vefat yaş ortalamalarının yüksekliği bizi bu sonuca götürüyor.

        Olur mu öyle şey diyorsanız o zaman ben de neden maske takmadıklarını sorarım. Milletin akıllısı siz misiniz? Mangal üflemek yerine maske takın. Kurusıkı atmak yerine maske takın. Akıl vermek yerine maske takın. Bahaneler bulmayın maske takın. Devletin resmi kurumlarının talimatlarına uyun.  Bizim akla değil kurallara uymaya ihtiyacımız var şu noktada. Aklının çokluğunu iddia eden varsa onlara aşıyı bulun derim. Bulun da dünyayı kurtarın. Haydi! Hodri meydan! Gerekli gereksiz yere konuşan ama iş noktasında aynı beceriyi gösteremeyen bir toplum olduk yahu. Bakın sadece konuşuyor, olur olmaz her şeye itiraz ve muhalefet ediyor, kendimize bile inandırmakta zorlandığımız bahaneler üretiyoruz. Yeter artık! Bunları bir kenara bırakalım. Maske takalım. Maske!!!

        Bir de şu ilkel oba ve klan çağlarından kalma amacından saptırılmış askere uğurlama ve düğün törenlerini bir kenara bırakalım. Ben otuz yıl önce bu ilkel bedevi adetlerini terk ettim. Medeni olmanın zamanı gelmedi mi? Trafiği tehlikeye sokan, gürültü kirliliğine sebep olan ve çığırından çıkmaya meyilli bu tür toplumsal kutlamaları en azından küresel salgın süresince terk edelim. Yasaklara uyalım.

       

       

YAZARLAR