Mustafa Fırat Gül


MAKSAT TARİH Mİ YOKSA MASAL MI?

Aksaray haberleri, Salihler şehri gazetesi, Aksaray haber


Şu günlerde çok öğrenci geliyor Azm-i Milli Bilim ve Sanayi Müzemize. Ödevleri, projeleri, tezleri için gelenler olunca elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyorum. Hem çalışmaları için gerekli bilgi, belge bazen de görüşümüzle destek oluyorum hem de tarih sohbetlerinde yapıyoruz. Gençlerin bazılarının tarihe başkalarının gözüyle baktığına şahit olmak beni çok üzüyor.

Nasıl mı?

Hemen cevap vereyim.

İstiklal Harbi’ne, sonrasına ama özellikle de inkılap hareketlerine bakışların çoğu marazlıdır. Uzun uzun bu görüşlerden daha doğrusu hiçbir mantıklı tarafı olmayan dedikodu, iftira türündeki saçmalıklardan bahsedip reklamını yapmayacağım saçmalıkların. Fakat beni en çok şaşırtan aklı başında olan bu gençlerden bazılarının halen tarihe, siyasete şeyhlerin daha doğrusu şeyh bozuntularının gözünden bakmasıdır. Diyorum ki bu gençlere,

  • Sen inanıyor musun bu anlattıklarına? Daha cevap vermeden birkaç sual daha yöneltiyorum. Yine “Senin hocan ya da şeyhin neyse ya da her kimse, nereden biliyormuş bu hadiseleri de tarih kitaplarında yazılanları inkâr ediyor?” diyorum.
  • Hocamız, kitaplarda yazılanların tamamının yalan olduğunu söylüyor. Kendisi kalp gözüyle gördüğü için biz de hocamıza inanıyoruz.

Fark ettiniz mi saçmalığı? Adam kalp gözüyle her şeyi biliyor. Kardeşim elini sallasan memleketimizde şeyhe, şıha, mürşide değiyor! Nereden çıktı bu şeyhler? Uzaydan mı geldiler yoksa? Kimsenin bilmediklerini nasıl biliyorlar? Bunların hocaları güya Çanakkale’deki şehit sayısını gerçekten biliyormuş. Araplardan, özellikle Şam’dan o kadar şehit varmış ki Türkiye’deki en çok şehit veren il hangisiyse onu bile ikiye katlarmış mışmış! Aman Ya Rabbim! Biz boşuna araştırıyoruz belgeleri, bilgileri. Biz de bunların şeyhi gibi birini bulalım da gözümüzü, sağlımızı kaybetmeden tüm gerçeklerin künhüne erişelim!..

Elbette yok böyle bir dünya. Saçmalıklarını tarih diye, hakikat diye cahil ü cühelaya yutturuyor ama gerçek araştırmacıların karşısına çıkamıyorlar. Olur, da denk gelir de tartışmak zorunda kalırlarsa karşısındakini hemen “dinsiz, imansız” gibisinden saçma sapan yaftalarla susturmaya çalışıyor. Kim karar verecek kardeşim kimin dinsiz, imansız olduğuna? Bu tipler utanmaya utanmaz, arlanmaya arlanmaz da bu tiplere inanan siz gençler Allah rızası için bırakın bu şarlatanları. Az da olsa din alimi gerçekten var. Ve bu insanlar öyle bilip bilmeden her konuya atlamazlar. Hadlerini bilirler. “Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?” ayetiyle gerçek bilgiye ve bilgine itibar edilmesi ikazını Cenab-ı Allah yapmıyor mu? Madem öyle dikkat edeceğiz. Kim dinci kim dindar? Kim ilim adamı, kim film adamı?

YAZARLAR