Serdar Adem İşler


Kurban Bayramında Durum Kritik / Diyalektik Bakış

Aksaray haberleri, Salihler şehri gazetesi, Aksaray haber


Corona denen viral salgının varlığından yokluğundan tam olarak emin olamamakla beraber sağlık bakanlığının uyarılarını önemsiyorum.  Şüphelerim salgının en şiddetli dalgalarla kasıp kavurduğu ilk bir buçuk ayda maskeye ulaşamamaktan kaynaklanıyor. Ne yaptıysam ne ettiysem maskeye ulaşmak mümkün olmadı. İşte o zaman içime bir kurt düştü. Bu konuda kimse kusura bakmasın. Yazmadığım yer, başvurmadığım kapı kalmadı sağlık noktasında, olmadı. Sonunda sağlık müdürlüğünün güvenlik görevlilerinden birkaç tane alabildim.

        Gelelim meselemize. Neticede corona adında pandemik bir salgın olduğunu inkar edemiyoruz. Bütün dünya aynı anda aynı söylemleri kullandığı için artık inkarı mümkün değil. Bu yüzden insanlar günlerce hatta aylarca evlerinden çıkamadılar. Hastaneler birçok alanda hizmet veremedi. Okullar açılamadı. Fabrikalar ve resmi kurumlar kapasitelerinin çok altında çalışmak zorunda kaldılar. Bu da tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hayatı ve ekonomiyi olumsuz etkiledi.

        Haziran başlarında birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de corona hız kesti. Bu durum karşısında ümitlendik. Vakalar, yoğun bakım ve entübe sayıları, hepsinden önemlisi vefat sayıları süratle azalmaya başladı. Bu arada tedbirler kontrollü bir şekilde kaldırılmaya başladı. Yaz aylarının etkisiyle bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de bu beladan kurtulacağımıza dair ümit çiçekleri filizlendi.

        Fakat birden coronanın seyrinde duraklama oldu. Veriler belli sayılarda takılı kaldı. Zaman zaman küçük sıçramalar yaparak yüreğimizi ağzımıza getirdi. Bu arada devlet gerekli tedbirleri almaya ve vatandaşı sürekli bilgilendirmeye devam etti. Maske de alınabilir fiyatlara erişince tamamen kökünün kazınması gerekiyordu.

        Bu arada yaz ayları geçiyor süratle sonbahar ve kışa doğru yaklaşıyoruz. Yazın bu hastalığın önü alınamazsa dünyayı ve ülkemizi soğuk dönemlerde ciddi sıkıntılarla karşı karşıya bırakabilir. Bu konuda dediğim gibi devlet gereken önlemleri bir iki küçük istisna hariç almış ve almaya devam etmektedir. Sağlık alt yapımızın ne kadar güçlü olduğunu gördük. Üstelik salgının başlamasının ardından hizmete açılan devasa hastaneler her türlü salgına ne kadar üst düzeyde hazırlıklı olduğunuzu göstermektedir. Ve bu bize gurur vermektedir.

        Ancak vatandaş olarak kurallara tam anlamıyla ve gönüllü olarak uyduğumuzu söyleyemem. En basitinden bir akşam Kafeler Caddesinden geçerseniz, ağzına kadar dolu kafelerde ve yoğun yaya trafiğine sahip kaldırımlarda kimsenin maske takmadığına kendi gözlerinizle tanık olabilirsiniz.  Aynı şekilde Bankalar Caddesi ve diğer caddelerde konuşlanan işyerlerinde maske kurallarına kesinlikle uyulmadığını görebilirsiniz. Gidin görün. Onu geçtim haftanın her günü şehrimizin bir semtinde açılan sebze pazarlarına gidin de bakın durum nedir. Bu noktada bankalar gibi bazı kurumsal işyerleri kurallara riayet etmektedir. Onları da buradan kutlamak istiyorum.

        Kimi az gelişmişler maske takmamayı erkeklik göstergesi kabul ettiği için takmamakta. Kimisi kendisinde corona olmadığını sandığı için takmamakta. Kimisi intihara teşebbüs kabilinden takmamakta… Kimi dejenere bir inançla ecel gelmemişse corona öldürmez diye takmamakta… Sonuçta çoğumuz takmıyoruz. İnanın bazen maskemi cebime atıyorum. Utanıyorum ya tek başına takmaktan. Ben de kimse takmadığı için utananlar kısmındayım. Geçen ay boyunca evimde tadilat vardı. Ustanın işçinin biri geldi bir gitti. İnanın kapıya anahtar takan amcadan başka maske kullanan görmedim.  Amcamız da galiba uzatmaları yaşadığı için korkudan takıyordu. Hakem ömrüne beş yıl eklese o da takmaz emin olun. Bu durumda ben taksam faydası nereye kadar?

        Önümüzde kurban bayramı var. Yetkililer mümkün mertebe iller arası seyahat yapılmaması noktasında uyarıyor. Ama vatandaş uyarılara kulak asıyor mu dersiniz?  Ne gezer? İller arası corona nakli yaparak çevresini kurban ettiğinin farkında olmayan milyonlarca kişi süratle ve tedbirsizce Anadolu’nun küçük şehirlerine akıyor. İnanmıyorsanız haberleri dinleyin. Kanepede çay içerek olayları değerlendirmeyin. Gidin kendi gözlerinizle görün. Doğrusu budur.

        Bu durumda ya corona diye bir pandemik bir salgın yok. Pandemik salgın varsa ya bize bir şey olmaz ya da biz dünyalı değiliz. Bu durumda kurban bayramından sonra asıl kurbanlara hazırlıklı olmak zorunda kalabiliriz maazallah. Göreceğiz bakalım.

        Yarın okullar açılamaz da çocuklarımız eğitimden mahrum kalırsa bayramda kazandığımız sevap bonuslarıyla idare ederiz artık.  Benden söylemesi.

YAZARLAR