Mustafa Fırat Gül


İMAM BOZUNTUSU SADECE CAHİL DEĞİL!

Aksaray haberleri, Salihler şehri gazetesi, Aksaray haber


Daha bir hafta olmadı ki Gaziantep’te (Şahinbey ilçesi İyinacar Camisi’nde) bayram namazındaki vaazda bir imam bozuntusu İstiklal Harbi’ne dil uzattı. Aslında günlerdir bu cahil ve terbiyesiz imamı ciddiye alıp almama konusunda kararsızdım. Ama memleketimizde bu cahilin dediğini ciddiye alan zırcahil o kadar çok ki en azından bir yazı kaleme almalıyım diye düşündüm. Zira bazıları “işte gördün mü imamın konuşmasına tarihçilerin çoğu cevap bile veremedi” diyerek kendi cahilliklerine meşruiyet kazandırmasınlar. Bunlara bu fırsatı vermemek için açıklama yapmalıyım dedim. Hani bir sözde “edepli edebinden susar da edepsiz kendisi susturmuş zanneder” denilir. Ama bu edepsize edepliler cevap vermeli. Hatta tokadı yapıştırmalı.

Evet bu ve bunun gibiler elbette ciddiye alınmaz. Lakin dediğim gibi pek çok cahil insanımız bu yanlış ve de zehirli açıklamalar karşısında savunmasız.

Zerre utanması, arlanması olmayan bu terbiyesizin söylediklerini hatırlatayım.

İstiklal Harbi için “Keşke o gün savaşı kaybetseydik” diyecek kadar nankörlük yapan imamın konuşmasını dinleyenlerden birisi kayda almış ve paylaşmış. Biz de bu konuşmayı dinledik. Aynen şöyle diyordu: “Kurtuluş mücadelesinde bizi kandırdılar. ‘1. İnönü’de şöyle zafer kazandılar, 2. İnönü’de şöyle zafer kazandılar, Sakarya’da şöyle zafer kazandılar. Şöyle kahramanlık yapılmış, böyle kahramanlık yapılmış. Yunanlıları denize döktüler...’ Nerede döktüler? Hepsi yalan, keşke o gün savaşı kaybetseydik, belki Osmanlı’yı daha sonra yeniden kurabilirdik”.

Yazıya konu olan imamın yaptığı cahillik gibi birisi de bir gün “kurbanın tarihçesi" hakkında konuşurken “çocuğu olmayan Hazreti Davut, Allah'a dua etmiş ve kendisine bir kız evlat verilirse kurban edeceğini söylemiş. Sonra kızın ismine Ayşe demiş. Kurban etmeye çalışırken, Azrail melek, gökten bir keçi getirmiş ve kız yerine bunu kes” diye zırvalarken bu saçmalıkları dinleyenlerden birisi dayanamamış ve "bir kere Hz. Davut değil Hz. İbrahim’dir. Kızı değil oğlu olmuştu ve adı da Ayşe değildi, İsmail idi. Ayrıca meleğin ismi de Azrail değildi, Cebrail idi. Hayvana gelince o da keçi değil koç idi”.

Yani ben bu cahil ve nankör imam bozuntusunun söylediklerinin neresini düzelteyim!

Kadir Mısıroğlu öldü gitti ama zehirli fikirlerini pek çok kişiye bulaştırdı. İmam bozuntusu dahil olmak üzere bilinen tarihin yanlış olduğunu ama kendilerinin bildiğinin tek doğru olduğunu düşünerek İstiklal Harbi’ne dil uzatan bir kalabalık var. İmkan olsa da tek tek hepsiyle konuşsak ve hakikatleri bir daha anlatsak. Yine üç yıl evvel İstiklal Harbi’ne yalan diyen birkaç kişi gündem olmuştu ve bu sayfalardan belgeleriyle yazmıştım. Bilen zaten biliyordu. Bilmeyenler de daha doğrusu kendi doğrularından başkasına inanmak istemeyenler de zaten bu belgeleri, yazılar okumayacaktı. Ama dediğim gibi ben yine de elimden geleni yapmak istiyorum. Bu yalancıların meydanı boş bulmaması için “sus be terbiyesiz” diyorum. Susarlar mı bilmiyorum ama Yunan kazanmış olsaydı Osmanlı devam edemezdi. 1. Dünya Savaşı sonrasında artık imparatorluklar tarihe gömülmüştü. Osmanlı İmparatorluğu, Avusturya Macaristan İmparatorluğu, Alman İmparatorluğu ve Rus Çarlığı yıkılmıştır.

“Yunan kazansaydı belli bir süre sonra yine Osmanlı devam ederdi. Dilimiz yine Arapça olurdu” diyenlerin cümlelerinde çok önemli hata vardır. Dilimiz Arapça değildi binlerce yıldır olduğu gibi Türkçe idi. Ama bu hatadan ziyade buradaki asıl sorun “keşke kazanmasaydık” diyenlerin bunu dine dayandırması. Yani bu cahil takımına göre Cumhuriyet döneminde İslam zarar görmüş ya Yunan kazansa dinimize zarar olmazmış. Bu tiplerin İstiklal Marşı’nı anlayarak okumaları ilk tavsiyemdir. M. Akif’in, Elmalılı ve pek çok din aliminin görüşlerini de okumaları başka bir tavsiyedir.

YAZARLAR