Serdar Adem İşler


Hükümete Ayar Çekiliyor / Diyalektik Bakış

Aksaray haberleri, Salihler şehri gazetesi, Aksaray haber


Son zamanlarda akar kokar yakıt ve çarpan enerji fiyatlarında yapılan ve halk arasında zam olarak da adlandırılan fiyat ayarlamalarından dolayı mevcut ve meşru hükümete ayar çekilmeye, ayar verilmeye çalışılıyor. Bu durumu demokratik ve etik bulmadığımı belirtmekte faide görüyorum.

Ortada inkarı mümkün olmayan bir gerçek var. Son yıllarda birçok ekonomi, deney tüplerinde üretildiği izlenimi veren pandemi yüzünden ters köşe olmuş durumda. Bu nedenle bütün ekonomiler küresel sermayenin yarattığı puslu ortamda ciddi kayıplara uğradılar. Bundan kurtuluş var mıydı, pandemiyle mücadele yanlış mı yapıldı türünden havanda su dövmekten başka anlam taşımayan açmaz sorularla vakit kaybetmek istemiyorum. Sonuçta böyle bir sürece tanık olduk.

                Bana göre pandemiden daha çok alınan tedbirleri yıprattı ekonomileri. Kapanmalar yüzünden özellikle ağır sanayi üretimi ciddi yaralar aldı. Aşı ve maske de dahil olmak üzere yetkiliklerin öngördüğü tedbirlere uymakla beraber coronayı hiçbir zaman ciddiye almadım. Basit tedbirlerle üstesinden gelineceğini düşündüm. Bu konuda ciddi zayiat verdiysek bunun devletin tedbir zafiyetinden çok asiliğiyle nam salmış vatandaşımızın pervasızlığı yüzünden olduğunu düşünüyorum.

                Son zamanlarda ortada hiçbir ciddi sebep yokken dünya piyasalarında petrolün ateşinin yükselmesini de gerçekçi bulmuyorum. Bunun bir ucu yine pandemiye dayanmaya çalışılıyor. Ama bu bahane son derece dayanaksız... Otomobil üretimindeki çip krizi gibi. Sigara ve alkol üretiminde gerileme olmamışsa çip üretiminde de aynısı olmalıydı. Petrol üretimi ve tedarikinde Pandemiden dolayı yaşandığı iddia edilen sorunları da aynı kapsamda görüyorum. Ciddi ve samimi değil, inandırıcı hiç değil…

                Bu küresel gerçekler gün gibi ortadayken gerek petrol fiyatlarındaki yükselmeden gerekse pandemi sürecinde daralan ekonomilerin içine düştüğü açmazlar yüzünden fiyatlardaki dalgalanmanın normal olduğunu düşünüyorum. Elbette fiyat artışlarında normalin çok üzerinde sıçramalar olduğunun farkındayım. Ama bunun suçunu tek başına hükümete atmak makul ve etik değil. Daha önce de dediğim gibi asi bir toplumuz. Kural kaide tanımıyoruz. Sadece bu olsa gene iyi... Aynı zamanda fırsatçıyız. Elimize ekonomik bir fırsat ve imkan çıktığında gözümüz kimseyi görmüyor.

                Stokçuluk en ufak bir fırsatını bulduğumuzda ayıp günah demeden meylettiğimiz karakteristik davranışlarımızdan biri. Aynı şekilde fırsatçılıktan da asla geri durmuyoruz. Daha önceki dönemlerden tecrübeliyiz…  Pandemi sürecinde kimi hükümete muhalif olduğu için kimi nasıl olsa yandaşım bana kimse diş geçiremez diye temel gıdadan otomobile ne varsa stoklamadık mı? Cevabınız evet mi demiyorum. Evet olmak zorunda zaten. Bu durumda hangi hükümet binlerce stokçu ve fırsatçının el birliğiyle temeline kazma salladığı bir ekonomiyi düzeltebilir.? Ara sıra da olsa kendimizi aşarak makul ve mantıklı olmaya çalışalım lütfen.

                Hükümetin hiç mi suçu yok? Elbette hükümet tarafının da üzerine düşen bazı adımları atmakta geç kaldığını hatta bazı adımları atmadığını, bilerek ya da bilmeyerek yanlış attığını görüyorum. Mesela kurt bulanık havayı sever diyerek pandemi sürecini fırsata çevirmeye çalışan halk düşmanlarının üzerine kararlılıkla ve tavizsiz bir şekilde gidilemedi. Bana göre asla kimsenin gözünün yaşıma bakılmamalıydı. Ne yandaş ne yoldaş hata yapan tepelenmeliydi. Ağır hapis cezası ve müsadere kanunu uygulanmalıydı. İstiklal mahkemeleri bile kurulabilirdi. Ama bu sefer de pahalılıktan şikayet edenler, uygulamanın antidemokratik olduğundan şikayet ederdi. Adım gibi eminim. Bizim insanımız kusura bakmayın ama ne istediğini bilmiyor. Dolayısıyla böyle bir toplumu hiçbir hükümet sıfır hata ile yönetemez. Onun için birkaç zam geldi diye bunu hükümeti seçime zorlamak için fırsata çevirmeyi etik ve samimi ve ciddi bulmuyorum.

                Şunu da unutmayın. Sonra pişman olmayın. Böyle bir süreci emin olun bu hükümet kadar başarılı bir şekilde hiçbir hükümet atlatamazdı. Buna adınız gibi emin olabilirsiniz. Ama denemedik ki demeyin. Hükümete alternatif olarak sunulan bütün ihtimalleri ben daha önce gördüm denedim. Türkiye Cumhuriyetinin dünya ölçeğinde özgür ağırlığının bu kadar ağır çektiğine daha önce hiç rastlamadım. Atatürk Dönemi’nde mutlaka olmuştur. Ama onu da bizim görmemiz mümkün değil.

                Bir de şu var zam bahanesiyle timsah gözyaşı dökenler genelde tuzu kuru olanlar. Emin olun her devirde olması kaçınılmaz olan gerçek fakirlerin sesi çıkmıyor. Sebebi tartışılır. Şahsi kanaatim fiyat artışları nedeniyle zevklerinden mahrum kalmaları yüzünden bu derece tepki göstermekteler. Karar sizin. Araştırın bulun… Şimdi yeri değil belki ama durumdan vazife çıkararak sözde pahalılığı eleştirmeye çalışanlara dikkat edin konforlu evi lüks arabası olanlar hiç de az değil. Son model teknolojik imkanlara sahip olanlar aynı zamanda. Onların ağlamasının sebebi zamlar yüzünden fakir fukaranın belinin bükülmesi değil, konforlu hayatım imkansızlığa doğru evrilmesidir.

                Son olarak şunu söylemek istiyorum. Hatta sormak istiyorum. Pandemi sürecinin ardından ve küresel çapta artmaya başlayan enerji fiyatları karşısında bu zamları yapmamayı garanti edebilecek bir hükümet adayı var mı? Var demeyle olmaaaaaaz. Kameralar karşısında ve noter huzurunda bugün eleştirdiği zamların benzerini yaptığı takdirde derhal istifa etmeyi imza ve garanti altına alabilecek bir hükümet adayı var mı? Yiyosa buyursun onlar yönetsin. Hodri meydan!

                Yemiyosa susun biraz. Bırakın havanda su dövmeyi. Kafam ağrıdı.

YAZARLAR