Pek çoğumuzun ortak bir gayesi var:
“Bu kenti liyakatli insanlar yönetsin, şehir hizmet alsın, çocuklarımız, torunlarımız daha az sıkıntı çeksin ve güzel bir şehirde yaşasın.”.
Çok şey istediğimizi biliyoruz!
Bilmesine biliyoruz da;
Ne yaparsınız;
Umut fakirin ekmeği derler…
Şehre kim hizmet eder?
Yönetici olarak seçtiklerimiz, ya da yönetmek üzere hükümet tarafından görevlendirilenler.
Bir de; iktidarda olan partinin vekilleri, teşkilatı…
Yönetici olarak seçtiklerimiz; bürokratı savcılığa, iktidar partisinin teşkilattaki en önemli ismi bir başka bürokratı radyodan vatandaşa şikayet ediyor.
Hal böyle olunca da ister istemez insanın aklına;
“Bunlar kendi sorunlarını çözemiyorlar. Bunlardan bu şehre nasıl fayda gelecek?” sorusu geliyor.
Ana Muhalefet Partisinin İl Başkanı şehirde sağlık ile ilgili 14-15 maddelik sorun listesini basın önünde açıklıyor,
İktidar Partisinin il başkanı da bu sorunların yarısına katıldıklarını söylüyor.
İyi kardeşim de;
Ana Muhalefet Partisinin İl Başkanı bu sorunların çözümü için kime çağrıda bulunuyor.
Madem sağlıkta (sizin de en az yarısına katıldığınız) bunca sorun var; neden çözüm için bugüne kadar bir şey yapılmadı?
Ortağınız MHP Milletvekili ve Teşkilatı çözecek desek,
MHP liler sizden çok daha dertli!
Ne vekilin ne de teşkilatın kimsenin sorunu ile ilgilenmediğini anlatıp geziyorlar.
İktidar olarak partinizin milletvekillerine (en azından küs olmadığınız, konuştuğunuz vekilinize) sorunları aktarmıyormusunuz?
Hadi sizin gücünüz yetmiyor!
Hadi bürokratlar sizin dediklerinize kulak asmıyorlar!
En azından vekiller aracılığı ile sorunları çözmeye çalışamazmısınız?
Sorunlardan, eksiklerden şikayetçi olan zaten vatandaş değil mi?
Siz sorunları kabullenip bir de üzerine sorunları yaratan ya da çözemeyen bürokratları vatandaşa şikayete kalkışırsanız!
(.)
Evet NOKTA…
Çünkü o zaman burası sözün bittiği yer olur…
