Muammer Öztürk


HAZRETİ İNSAN

Aksaray haberleri, Salihler şehri gazetesi, Aksaray haber


‘’Maliki Yevmiddin’’
Hazreti insanın yaratılış harikası yaratıcısını bulmaya muhtaçtır. İbrahim a.s. içine düştüğü ortamın bakış açısından mutlu olmamış olacak ki Güneşe Aya yıldızlara tapmış ancak neticede hepsi kesintili nimetler olduğundan sürekliliği aramış Allahı süreklilikte aramıştır. Bütün bunları yaratan bir Allah aramıştır. Ve kendisine “Ey İbrahimim sen beni kendin buldun” vahiyle müjdelenmiş ve peygamberlik verilmiştir.
Hazreti insan gerçekten yaratılış itibariyle Hazret nitelemesini hak etmektedir. Zira ana rahminde bir filizin toprağa kök saldığı gibi adeta kök salarak ana rahim duvarına bağlanıp beslenmeye oksjien almaya ve boşaltıma başlamaktadır. Neticede henüz bir ceninken Allahın nurundan üflemesiyle ruh verilmekte ve kalbi atmaya başlamaktadır. Halbuki aynı yaratılış hayvanda ve nebetat açısından toprakta da gerçekleşmektedir. Bu yönüyle insan gerçekten özel bir yaratıktır. Zira dünyaya gözlerini açtığında hava su toprak ve ana sütü kendisini hazır beklemektedir. Allahın esirgeyip bağışlayan sıfatına maruz kalan bir yolculuğa başlamıştır, hemde ter temiz olarak başlamıştır. Temizliği ve masumiyeti ile gerçekten Hazreti insandır.
Nasıl olur da kalbi zamanla bu kadar kirlenir kararır ve katılaşır. Çevreye duyarsız, insanlığa duyarısız, egosu yüksek hale gelir. Halbuki yetişkin insan çocuk yaşta bile hakikati idrak edecek kabiliyette donatılarak yaratılmıştır. Çünkü insan kalbine Allahla irtibat kuracak mercimekten daha küçük bir aygıt yerleştirilmiştir.
Normal şartlarda insan kendisini biraz geriye çekip baktığında neden mutusz olduğunu idrak edebilecek gönül gözüne sahiptir. Çünkü her insanın kalbinde irtibat noktasıda dediğimiz bir gönül gözü vardır. Dolayısıyla insan Hazreti insan kalbini dinleyebilse kendisini rahatsız eden mutsuz eden faktörleri algılayacak mutluluğun sırlarını keşfedebilecek kaşif bir gönül gözüne sahip olduğunu görecektir.
İnsanlar vardır Karun kadar zengin olduğu halde huzuru bulamamıştırlar. İnsanlar da vardır bir lokma bir hırka yaşadıkları halde huzur içindedirler. Sohbetleri hoştur sofraları pek lezzetlidir. Hikmet dolu sözleri ruhlara şifadır. Çünkü Kelamı Mukaddes en yüce belagata sahiptir. Kelamı dinleyen herkes aynı cevabı almaz. Herkes kalbindeki ve zihnindeki sorunun cevabını alır. Kelamı Mukaddesin böyle br belagat mucizesi vardır. İlim bir deniz bir deryadır. Kapı açıldığında Hazreti insan çoğunlukla aciz kalarak korkar ve geri çekilir. Çünkü ilmi alt yapısı yoktur. Kendisine bir rehber de edinmemiştir. Doğrusu neyi nasıl arayacağınıda bilmemektedir. Peygamber (sav) efendimiz kendisine Hira dağında ilk vahiy geldiğinde korkmuş ve evine koşarak örtünün altına girmiş titremiş ve terlemiştir. Peygamber olarak seçildiği halde böylesine tedirgin olmuştur. Dolayısıyla Hazreti insanın ilmi karşılaşmada geri çekilmeside doğaldır. Ancak insan hilafet makamını hazretlik makamını koruyabilmek için mutlaka kendisini toparlayıp nefsine meydan okuyarak ilme koşmalı ilim kapılarını adeta kırarcanısa zorlamalıdır. Zira Peygamber (sav) “İlim Mü’minin yitik malıdır. Onu nerede bulursa alsın”
Bugünlerde gözle görülemiyecek kadar küçük, elektron mikroskobuyla yirmi milyon defa büyütülerek ancak görülebilen bir virüs bile insanoğluna meydan okumaktadır. Böyle bir şerle karşılaşan insanın varlığı ve yokluğu açısından nefsi kaç dirhem kıymet eder ki. Ölümlü nefsin yolculuğu içinde ilerlerken her an ölüme yaklaşırken bu nasıl gaflet ki malayani işlerle kelamdan ve muhabbetten uzaklaştıran işlerin peşinden hırsla koşar. Bir başkasına göre ben yetiştim diyerek ahmakca başını göğe kaldırır. Hak vaki olduğunda kendisine fayda vermiyecek işlerle nasıl gaflet içinde ömrünü harcar. Yine Peygamber (sav) “Ölmeden önce ölünüz.” Buyurmuştur. Halbuki besmelenin bismil kısmında gadabından gazabından ikabından ve zatından zatına sığınılır. Yani bütün benlik duygularından vesveselerden şüphelerden arınmış olarak tam bir imanla yaklaşmayı amaçlar.
Kısaca insan Hazreti insan kalbine her yapmayı düşündüğü işle ilgili gelen mesajları dinleyip anlayacak olsa problemini çözmüş hakkı bulmuş hakikate ermiş olacaktır. Bizi yaratan ve hangi halde olursak olalım müttakiler yurdunun yolunu her daim gösteren Allaha hesapsız şükürler olsun.

YAZARLAR