Duman çökmüş, sis çökmüş artık başına
Zümrüt’ü laleyi soğuk almış Hasandağımda
Soğudu havalar, kar yağar kayasına taşına
Yeşil örtü sararmış solmuş Hasandağımda
Böcekler yok olmuş ötmez gayrı kuşlar
Yosun tutmaz kayalar, buz olur taşlar
Erken güneş batar soğuk olur akşamlar
Kara kış erken gelmiş Hasandağımda
Yaprak dökmüş ağaçlar, sararmış meşeler
Yuva yapmak için çakallar toprağı eşeler
Zurba zurba göçüyor sığırcık ile serçeler
Kurtlar kuşlar yurt tutmuş, Hasandağımda
Bilemem ki bir baharı daha görür miyim?
Taze çıkan laleyi Zümrüt’ü derer miyim?
Eteklerine varıp minderimi serer miyim?
Her taraf soğuk, kış gelmiş Hasandağımda
Mustafa’m dünya fanidir bir gün bitecek
Yaşayan tüm mahlûkatın sonu eceli olacak
İnsanların geldiği son noktası, ölüm olacak
Ölsek te bahar gelecekmiş Hasandağımda