Ne zaman bir gençlik fotoğrafımı görsem o yıllar rüzgârlarda titreşirken, pır pır eder yüreğim, o gün ışığının o titreşen ruhumu okşayıp geçtiğini görürüm ve de kalırım derinlerinde.
Kocaman değildi o zamanlar yüreğim, hep engin denizlere açılmaya,fırtınalarla savaşmaya hazırdım. Güneşin sıcağını da, öfkesini de içimde tuttum.
Yağmuru, kar'ı,boranı, çiçek kuşanmış gülleri, dutu, narı, kirazı, armutu,ayvayı, çileği, balı, çiçekler açan dalı,
elmayı,üzümü, birbirine dolanmış sarmaşıkları, mis kokulu ıhlamurları,
kestane ağaçlarını, gelin telli salkım söğütlerimizi, gelincikleri, begonyaları, suya yürüyen nilüferleri, suya vuran sevgiyi sevdim. Ama en çok insanları, en çokta ruhu ve yüreği olanları sevdim,
“Ey peşinden ömrümü ve umutlarımı koşturduğum insan; bak yine gözlerime böyle , gidelim daha derinlere .” Çölden gelene iyi bak anlarsın.
Gençliğimde gelecek umudumu hiç yitirmedim. Haksızlığa, sahtekarlığa hep direndim,alınterinin yanında oldum, insan olmanın özü bu idi. Kul hakkı yemem yedirtmem.
Dünede, günede çaba sarffettim,
İnandım insana ve doğaya, bayrağıma ve vatanıma, cumhuriyete ve umuduma inandım, gerçeğe ve doğruya yürüdüm, şimdilerde bayrağım al, beyaz bayrağım, ay yıldızlı bayrağım, tüm bayraklardan yükseklerde ve gökkuşağı renginde.
Yavuz Bayram Çalışkan
( Şiirhan )
