BU GÜN EN MAKBUL DUA ÇEVREMİZDE İŞSİZ KALANLARA YARDIM ETMEKTİR EVİNİZE EKMEK ALIRKEN BİR EVE DAHA EKMEK ALIN.
Biz, vaktiyle şu bahçe sahiplerine belâ verdiğimiz gibi onlara da belâ verdik. Hani bahçe sahipleri, ("Allah izin verirse" gibi) bir kayıt koymaksızın sabah erkenden bahçenin mahsulünü kesinlikle devşireceklerine yemin etmişlerdi. Fakat onlar uykudayken rabbin tarafından gelen kuşatıcı bir âfet bahçeyi sarıverdi de bahçe kesilip kurumuş gibi oldu. Sabahleyin birbirlerine şöyle seslendiler: “Eğer devşirecekseniz erkenden tarlanızın başına gidin!" Derken yola koyuldular. Birbirlerine şöyle fısıldıyorlardı: "Aman, bugün orada hiçbir yoksul yanınıza sokulmasın!" Amaçlarını, planladıkları gibi gerçekleştirmek üzere erkenden yola düşüp gittiler. Bahçeyi gördüklerinde ise, "Herhalde yanlış yere gelmişiz; yok yok, ürünü kaybetmişiz" dediler. İçlerinden aklı başında olan biri şöyle dedi: "Ben size, ‘Allah’ın yüceliğini dile getirmelisiniz’ dememiş miydim?" Şöyle cevap verdiler: "Rabbimizin şanı yücedir; doğrusu biz haksızlık etmişiz." Ardından, birbirlerini kınamaya başladılar: “Yazıklar olsun bize" dediler, "Gerçekten biz azmış ve sapmıştık. Belki rabbimiz bize bunun yerine daha iyisini verir. Biz rabbimizden bunu diliyoruz." Kalem Sûresi (17- 32)
Yukarıdaki ayetlerde geçen Bahçe sahiplerinin hikayesi, bir şekilde vahiy eğitimi ihmal edilmiş ve vahiyle bağlantısı kopmuş nesillerin ilk işinin ihtiyaç sahipleriyle paylaşmayı keserek daha müreffeh olacakları, daha fazla güç devşirecekleri vehmine kapılmaları şeklinde tezahür ettiğini gösteriyor. Bu vehme kapılan ve babalarından sonra vahiden kopan ve her şeyi dünyada çok şeye sahip olmakla değerlendiren evlatların, ilk yaptığı iş babalarının kurmuş olduğu fakirlere yardım düzeneğini bozmayı planlamak olmuştur. Bu planı yapmak ve uygulamak için de akli bütün potansiyellerini kullanmışlar, bu plana karşı çıkan kardeşlerini etkisiz hale getirmişlerdir. Allah Teâlâ da planın son aşamasına kadar kusursuz işlemesine imtihan gereği müsaade etmiştir. Vahiyden kopan bu evlatlar tam başarılı olduklarını zannettikleri anda amaçlarına ulaşmayı beklerken bütün ürünlerinin helak olduğunu, bahçelerinin yanıp kül olduğunu görünce paniğe kapılmışlar, başka bir bahçeye geldiklerini zannetmişler, yollarını kontrol ettikten sonra anlamışlar ki bahçenin yolunu değil Allah Teâlâ’nın rızasına giden gerçek anlamda başarının yolunu kaybettiklerini anlamışlar. İstikamet üzere olan kardeşlerinin de telkiniyle babalarının takip etmiş olduğu vahyin yoluna hak yoluna dönmüşler Allah Teâlâ da onlara kaybettikleri bahçelerinden daha güzelini bahşetmiş.
Buradan anlaşılıyor ki kim ihtiyaç sahiplerinin imkanlarını keserek, onları sömürerek, daha müreffeh olacağını zannediyorsa aslında kendi refahını hortumlarını kesmektedir ama farkında değildir.