Mustafa Fırat Gül


DÜNYANIN SONU GELİYOR!

Aksaray haberleri, Salihler şehri gazetesi, Aksaray haber


Başlık aslında gayet normal. Ahiret inancı olan bizler biliyoruz ki dünyanın sonu muhakkak gelecek. Kıyamet koptuğunda hiçbir şey kalmayacak. Sonsuz âlemde yaşayacağız. Kimimiz cennette kimimizse cehennemde. Lakin “dünyanın sonu geliyor!” ifadesinden ne kastedildiğini hepimiz gayet iyi biliyoruz. Kimimizin canı sıkılırken çoğumuzun umurunda bile olmuyor. Dünyanın sonunun bizim yüzümüzden berbatlaştığı umurumuzda olsa nokta kadar menfaat için ünlem kadar ağaç kesmeyiz.

Umurumuzda olsa dünyamız, karnımız doysun diye birkaç güne kadar doğuracak hamile hayvanı vurmayız.

Merhametinmim’ini bilsek kovuğunda yavrularına yiyecek arayan anaç tavşanı öldürmeyiz.

Vicdanın vav’ını bilsek en fazla elli gram et için kuşları öldürmeyiz.

Şerefin şın’ını bilsek üreme dönemindeki balıkları hem de hiçbir kurala uymayan yöntemlerle katletmeyiz.

Çocuklarımızın geleceğini düşünüyor olsak birkaç metrekarelik alanı bile yeşil bırakmadan apartmanlarla nefessiz bırakmayız.

Bir karikatür gördüm çizenini tam olarak tespit edemediğim. Kuzu çevirme kompoziyonundan ilhamla çizilen karikatür çok ama çok anlamlı. Fabrika bacalarından çıkan dumanlar çubuğa geçirilmiş ve yavaşça döndürülen dünyamızı pişiriyor. Birazdan nar gibi kızaracak dünyamızı kimler yiyecek ya da kimlerin boğazında duracak bilemiyoruz. Daha doğrusu ucu açık bir konudur. Herkes kafasına göre, vicdanına göre yapsın yorumunu. Ama yoruma açık olmayan mesele sıklıkla “çocuklarımıza dünya bırakmıyoruz” diye dünyanın sonunun çok yakın olmadığını ima edercesine feryatlarımızdır. Çocuklarımızdan önce bizler şahit oluyoruz dünyanın can çekişmesine. Yeşili yok edersek, her yeri betonlaştırırsak, mavi gökyüzünü griye boyarsak ne yapsın dünya? Buzullar eriyor denildiğinde beyin hücrelerinde zerre titreşim olmayan, ağaçlar kesiliyor denildiğinde gülüp geçen ve daha bilmem hangi çok ama çok acil durumlara kayıtsız kalanlar hayvanlar değildir! Hele hele uzaylılar hiç değildir. Bizleriz bu kadar umursamaz olanlar. Bizleriz elbette dünyanın sonunu getirenler. Ve yine bizleriz bu hatanın telafisine çabalayacak olanlar. Aslî görevimiz olmasına rağmen oralı olmayan bizlerin uyanması gerekiyor. Farz-ı kifaye sandığımız bu hakikatler farz-ı ayndır. Ayan beyan ortadadır dünyamızın sekerat durumu. Kan lazım bu hastaya. Litrelerce kan lazım hem de. Şakası yok bu işin. Uzmanlara kulak verelim. Öğretmenlerimizden bu konuda etkili ikazlar istirham ediyorum. Büyükler grubuna girmeden bu çocuklar, gençler öğrensin durumun vahametini ve de ciddiyetini. Başka dünya yok çünkü!..

YAZARLAR