Şahin KAPLAN


DAVUTOĞLU VE GELECEK PARTİSİ

Aksaray salihler şehri Haberleri / Aksaray salihler şehri gazetesi


Kurdu, kuracak, kuruyor derken Ahmet Davutoğlu partisini kurdu. Önce her insan gibi yeni bir gayretin, hem kendilerine hem de Türk Milletine hayır getirmesini diliyorum. Kimileri bu tür kopuşlara hıyanet olarak baksa da bizim açımızdan bir partiden ayrılıp yeni bir parti kurmanın hıyanet olarak nitelenmesi mümkün değildir. Yeni parti kurmaya hıyanet demek, olsa olsa şahsa yapılmış bir karşı duruşu kabul edemeyişin, öfkeyle yansıtılmasıdır. Sadakatsizlik ya da vefasızlık dense belki daha doğru olurdu. Eğer bu devleti, sadece AK Parti ve Erdoğan yönetebilir gerisi arabayı duvara çarpar gibi bir ön kabulünüz varsa, AK Parti tabanından kıl bile koparanı hain olarak tanımlamanız da normaldir.

Anlaşılan o ki muhalefet cephesi yeni kurulacak her partiyi destekliyor ve desteklemeye devam edecek. Siyasi partilerin amaçlarının, iktidara gelmek ve programlarını uygulamak gibi bir hedefleri olduğuna göre iktidarın tabanında yaşanacak her ayrışmaya destek vermeleri de anlaşılır bir gayrettir. İktidarda kalmak için yapılan gayretleri de bu çerçevede, olgunlukla karşılamak gerektiğini düşünüyorum. Her iki maksat için de milli menfaatleri bir kenara atmayı asla namuslu görmüyorum.

Ne diyor DAVUTOĞLU bir bakalım dedim kendimce ve yazı başka yerlere kaymaya başladı. Söz uçar yazı kalır deriz ya, bir bakayım ne yazmış tüzüğüne, programına dedim kendimce. İlk çıkış olarak söylediği sözlerin ardında neler yazılmış merak ettim. Hadi bakalım isterseniz ne var ne yok? Aşağıdaki cümleleri paragraflardan keserek aldım, cümlenin altında üstünde fikre muhalif beyan yoktur. Maksadım daha kısa cümlelerle daha fazla bilgi vermektir yoksa cümleleri ters yorumlama çabam yoktur. Asıl metni parti programından teyit edebilirsiniz.

Kamu yönetiminde en temel ilkelerimiz ehliyet ve liyakattir.

Siyasi davranış ilkemiz ahlaki tutarlılık ve şeffaflıktır.

Çoğunluğun değil çoğulculuğun esas alındığı bir siyasi iklim inşa etmektir.

Ana dilin eğitimde ve sosyal hayatta öğretilmesi ve kullanımının vatandaşlarımızın bu vatana duydukları aidiyet bilincini güçlendireceğine, toplumsal barış ve dayanışmamızı tahkim edeceğine inanıyoruz.

Modern Alevi örgütlerinin talepleri göz önünde bulundurularak cem evlerine hukuki statü tanınacak.

Dini ya da seküler hiçbir yapının devlet içinde ayrıcalıklı bir konum elde etmesine müsaade edilmeyecektir.

Anayasamız tam demokrasi hedefine ulaşmak üzere baştan aşağı, evrensel değerlere ve insan haklarına riayet edecek şekilde yeniden yazılmalıdır.

Demokratik, çoğulcu ve farklılıkları zenginlik olarak gören bir eğitim sistemi inşa edilecektir.

12 Eylül askeri darbesinin bir ürünü olan YÖK (Yükseköğretim Kurulu) kayıtsız şartsız kaldırılacaktır.

Her türlü vesayetten arındırılmış demokratik bir Parlamenter Sistemi savunuyoruz.

Yargının odağında bulunan ve yargıyı büyük ölçüde şekillendiren HSK yeniden yapılandırılacaktır.

Kamuya personel istihdamında ve meslek içi yükselme ve nitelikli görevlere seçilmelerde mevcut bulunan mülakat sistemi kaldırılacak, yerine objektif kriterlere dayalı sınavlar yapılacaktır.

Basının baskı altında olmadan, sansür ya da oto sansürün uygulanmadığı, gazetecilerin keyfi gözaltı ya da tutuklamalara ve yargılamalara maruz kalmadığı bir düzen inşa edeceğiz.

Parti Programına ilk bakışta yukarıdaki beyanatlarını gördük. Beni öncelikle rahatsız eden husus anadilde eğitim oldu. Sonra da parti programına yazdılar diye yapacak değiller canım diye kendime telkinde bulundum. Her yazılan gerçekleşseydi neler olurdu neler ülkede?

 

Şeytan dürttü, her yazılan olmuş mu diye iktidar şampiyonu AK PARTİ´NİN programına da baktım;

Toplumları ve devletleri tahrip eden yozlaşma, yolsuzluk, usulsüzlük, çıkarcılık, iltimas, hukuk önünde ve fırsat açısından eşitsizlik, ırkçılık, partizanlık, despotluk gibi olumsuzluklar partimizin en yoğun mücadele alanlarıdır.

Kamusal yaşamın her alanında tam şeffaflık ve hesap verme anlayışını hâkim kılacak,

 Partimizin iktidarında, başta bakanlar olmak üzere tüm atamalarda, ehliyet ve liyakat esas alınacaktır

Kuvvetler ayrımı ilkesi hassasiyetle uygulanacaktır. Yasama, yürütme ve yargı güçleri arasında ve denge denetim sağlanacaktır.

Kolluk kuvvetlerindeki uyum ve hiyerarşiyi bozmamak kaydıyla adli kolluk kurulacaktır.

Farklı tercihlerin rekabeti, sağlıklı bir demokratik sistemin vazgeçilmez unsurlarındandır. Bu yarışta çoğunluğun oyunu alanlar iktidara gelir, tüm ülkenin ya da yerel yönetimlerin sorumluluğunu üstlenirler. Ancak yarışı kazanmak ve iktidara gelmek çoğunluğun iradesini mutlaklaştırmaz.

Vergi mevzuatını basitleştirecek, vergi sayısını azaltacak, vergi oranlarını düşürecek ve verginin adil olmasını sağlayacaktır.

Kritik sektörlerdeki özelleştirmelerde ulusal stratejik tercih ve öncelikleri göz önünde bulunduracaktır.

Kamu yönetiminin güç ve yetkilerinin merkezde toplanması yerine, olabildiğince fazla yetki, görev ve fonksiyonların yerel yönetimlere devredildiği ve birçok devlet fonksiyonlarının yerinden yönetim esasına göre gerçekleşebileceği bir devlet anlayışına süratle geçilecektir.

AK PARTİ, ideoloji dayatan veya rant dağıtan bir parti değildir, olmayacaktır. 

Gördük ki programdaki her beyanatı yerine getirmek mümkün olmuyormuş. Nerden çıktı canım parti programına bakmak, bazı şeyler lafın gelişi söylenir mi diyorsunuz? Evet, bazıları lafın gelişi söyleniyor, maalesef Davutoğlu´nun programı da lafın gelişi söylenmiş cümleler ihtiva ediyor. Maksadı yok değil tabi. Deniz feneri gibi her yöne ışık saçıyor.

Sayın DAVUTOĞLU´na sadece insani duygularla hayırlı olsun diyorum. Siyaseten desteği ya da kösteği değiliz. Ancak bizzat kendim izleyerek, tape ettiğim konuşmasını da, buraya tekraren yazmadan geçemeyeceğim. Siyaset manevra yapmayı gerekli kılar da abartmamak gerekir. Sonra başka yakıştırmalar yapan olur. Ne diyordu DAVUTOĞLU

?Nefsimi ayaklar altına alırım, bir faninin terk etmeyeceği düşünülen her makamı elimin tersiyle iterim ama asla bu kutlu hareketteki hiçbir dava arkadaşımın kalbini kırmam. Dünya mazlumlarının tek umudu olan bu ak hareketin zarar görmesine, bu ak yürekli kadroların üzülmesine izin vermem.

Ne gelişme olursa olsun ben verdiğim söze sadığım, Cumhurbaşkanımızla son nefesime kadar vefa ilişkisini sürdüreceğim. Hiç kimse benim ağzımdan, benim dilimden, benim zihnimden Cumhurbaşkanımız aleyhine tek bir söz, duymadı duymayacak.?

Gelecek Partisi Siyaseten hangi cephede yer alacak derseniz henüz çok erken ancak net olan tek şey ERDOĞAN´ın karşısında bir yerlerde olacak çünkü müsabaka çok sert başladı.

Ali Atuğ
17.12.2019 08:40:29
Mükemmel bir yazı.Kıymetli kardeşim siz Aksarayda harcanıyorsunuz.Devletin önemli kademelerinde görev yapmanız lazım.Müsteşarlık-Genel Müdürlük ,gerekirse Milletvekilliği veya Belediye Başkanlığı,başka türlütorpiln en fazla olduğu ülkelerin başında gelen Türkiyemiz Nasıl ilerleyecek.Tebrikler.

17.12.2019 11:04:41
Yazılarını ilgiyle takip ediyorum kardeşim.Çok güzel analizler.Başarılar diliyorum.

17.12.2019 13:41:50
Sayın Komutanım fikrinize yüreğinize sağlık.

17.12.2019 20:39:22
Bravo Şahin...

Baba. Can
23.12.2019 23:58:00
Medeniyet sandığımız dünya bizi tuz gölü steplerine hapsetmek istedi razı mı olsaydık. Sınırlarımızı taşınca endişeye kapılmışlar. Nedamet mi getireceğiz. İşleri yoluna koymanın yolu bu imiş. Bizim kimseye borcumuz yoktu. Bu nerden çıktı. Net ve açık.

YAZARLAR