Aksaray Vilayet Gazetesi’nin 1928 tarihli bir sayısında “Aksaray’da Cumhuriyetin Feyizleri” başlığı altında Cumhuriyet Gazetesi Anadolu Muhabiri, A. Fuat imzalı yazısında Aksarayla alakalı ilginç bilgiler yer almaktadır. Eski harflerle yazılmış gazete yazısını günümüz Türkçesine aktarmıştım. Sizlerle bu yazıyı paylaşmak isterim.
“Anadolu’nun bu yeşil yuvasını, bu kıymetli zümrüdünü fazla seyahatlerime rağmen ilk defa ziyaret ediyorum, ilk defa görüyorum… Sevimli, munis bu Türk bucağı şirin nazarlarıyla bir Türk dilberinin bakir melahatını taşıyor. Kasabanın hafif meyilli eteklerini ıslatan Uluırmak’ın ivicâclısahillerini cumhuriyenin faal valisi Ziya Bey’in muntazam rıhtımlarla tanzim etmiş. Büyük müncinin namıza izafetle açtığı 40 metre genişliğindeki yeni cadde hep bu ruh okşayan yeşil sahili takip ederek şehre giriyor. Eski hükümetlerin unuttuğu bu sıcak, bu şirin ana kucağını cumhuriyet hükümeti bütün samimi gayretiyle kolları arasına almış. Onu asri bir şehir haline koymak için ne azimkar, ne seri hatvelerle süslüyor, ilerletiyor. Hepsi üç sene zarfında yapılan bu eserler ne kıymetli. Bugün Aksaray’da hemen hemen noksan bırakılmış bir teşebbüs ümran, bir teşebbüs iktisat yok. Ne şayan-ı tebrik, ne şayan-ı imtisal bir azim.
Bu küçük Türk şehri o azim sayesinde bu kısa müddet içinde yarım milyon liraya karib (yakın) bir para sarfıyla günde 30.000 kilo buğday öğütmeğe muktedir elektrikle müteharrik muazzam bir un fabrikasını vücuda getirmiş.
Yine o azim, en asri ve müzeyyen hatta mersa’ (liman) bir kütüphane-i tesis etmiş. Bu hazine-i ilm cidden bedii ve pek dilnişin.
Memleketin en müterakki kısımlarında bile medar-ı fahr u ziynet olarak Cumhuriyet, Zafer, Orta Mektep binaları muazzam, muntazamn taştan inşaya muvaffak olmuş.
Köhne, dar yollarını açmış, çamurlu sokaklarını kaldırımlarla temizlemiş, camilerini tecdid ve tamir ettirmiş. Şehrin haricinde her türlü tefrihat ve esbab-ı istirahat ve hayat-ı muhtevi-yi muazzam bir Hapishane inşasına başlamış. Şehri çok büyük bir elektrik kuvvetiyle baştanbaşa nurlara gark etmiş. Şimdi de muazzam sermayeli bir kooperatif teşkili ile meşgul!
Evet, cumhuriyet hükümetinin bir valisinin dahi bu kadar ufak bir şehirdeki azm-i tecdidini, muvaffakiyet tecdinini icmal etmek bu mesainin fihrist muvaffakiyetini yazmak bile müşkil. Çünkü bu gayretler o derece semere vermiş, o mertebe tenvi’ etmiş. O kadar feyiz bulmuş. İnsan bu feyyaz münbi’ medeniyete cumhuriyet denilen bu fazilet idarenin doğurduğu ve yaşattığı kudret tecditlere bakıyordu.
…
Ben o kanaatteyim ki Türk Millete bu müstesna kabiliyet medeniyesiyle her yerde şu şirin beldenin nur kalpli halkı gibi çalışır, cumhuriyetin feyizlerinden bu mertebe süratle, muvaffakiyetle istifade ederse, ettirilirse garbı yalnız hayretlere değil; çok yakın zamanda gıptalara, hasetlere düşürecektir. Aksaray’In azimkar valisi Ziya Beyefendi’yi bu kıymetli mesaisinden dolayı hürmetle, Aksaray’ın bu münevver halkını bu azm-i tecdide muvaffakiyet imtisalinden dolayı meveddetle (sevgiyle) selamlarım”.