Rasim GÜL


ÇAĞDIŞI KAFA İLE ÇAĞDAŞ KALKINMA OLMAZ

Aksaray haberleri, Salihler şehri gazetesi, Aksaray haber


Çağdışı kafa için en önemli icraat, geçmişteki başarılarla öğünerek hiçbir zaman güne gelmemek ve başarısızlıkları yükleyecek mutlaka birilerini bulmaktır. Akıl çemberi oldukça dar olan ve tek başına düşünmeyi akıl edemeyerek birilerinin aklı ile hareket eden kafalardır. 

Ülkelerde bağımsızlık ve zenginlik; nutukla, hatiplikle, iftirayla, fitne-fesatla, bağırıp-çağırmakla, sözlü veya fiili kavgalarla sağlanamıyor. Hatta devletin bütün kademelerini işgal ederek ve demokrasinin temel taşları olan Sivil Toplum Örgütlerini susturarak, ben bilirim bana biat edeceksiniz kafasıyla olmuyor.

Dünya, Lenin, Stalin, Hitler, Napolyon, Mao, Saddam, Esat ve benzerlerini çok iyi tanıyor. Bu tipler insanlarının bir kısmının beyinlerini yıkayarak at gözlüğünden bakmalarını ve halklarını bir müddet peşlerinden sürekledirler. Ve sonunda ülkeleri harap oldu, kendileri de gittiler.

Bağımsızlık, gelişmiş ekonomi ve millilik taşıyan İCADLA oluyor. Buluşu ve İcadıda bilim adamları yapıyor. İcad yapamayan milletler, başkalarınınkini kopya ederek ayakta kalmaya çalışıyorlar. Türkiye’nin MİLLİLİK taşıyan neyi var?

Türkiye’de ‘’Muasır medeniyetin üstüne çıkma’ ’cümlesi artık pek kullanılmıyor. Çünkü MEDENİYET’i yakalayamayan Türkiye, muasır medeniyetin üzerine nasıl çıkacak? Lafla mı, keşke lafla peynir gemisi yürüse.

Cumhuriyet ve demokrasi, Özgürlüğün, fikir ve inanç hürriyetinin ve gelişen bilimin üzerine inşa edilir. Dolaysıyla bilimin gelişmesi ve bilim adamlarının yetiştirilmesi en önemli meseledir. 

Çağdaşlaşma, toplumun ruhuna işlenmiyor, günü kurtarma ve mevcut nizamla yönlendirilmeye çalışılıyor, yer yer de geri gidiliyor, buda dünyada kalkınmış toplumlar arasına girmemizi sağlayamıyor.

Toplumun, düşünmesi engellendiği ve boş inançlara dayalı dünya görüşü desteklendiği sürece bir topluma, ‘’Hayatta en hakiki mürşidin ilim’ ’olduğunu anlatamazsınız. Tabi olarak ilimden uzaklaşmış toplumlar, medeniyet yarışını kaybetmeye mahkumdur.

Türkiye’nin hiç zaman kaybetmeden akılcı ve bilimsel düşünmeye, taklitçilikten, uzaklaşarak özüne dönmeden başka hiçbir şeye ihtiyacı yoktur.
           Hayrola, muvaffak ola, muzaffer ola. 

 

YAZARLAR