M.KÜÇÜKER


Bu gençliğe kim sahip çıkacak?

Aksaray haberleri, Salihler şehri gazetesi, Aksaray haber


Ne yazık ki gün geçmeden bir intihar olayları, gün geçmeden gençlerin sebepsiz olan kavgaları ile karşı karşıya kalıyoruz... Evet geçtiğimiz günlerde daha hayatının baharında 19 yaşında bir genç intihar etmek istedi.  Peki Bu Gençlik Nereye Diye Hiç Bir Yetkili Düşünmüyor mu? Evet bu gençlik nereye, demeden kendimizi alamıyoruz... Burada aileye büyük görev düşüyor desek de kimsenin umurunda değil anlaşılan, Bana Dokunmayan Yılan Bin Yıl Yaşasın desturu ile gidildiği görülmekte... Yahu, gençlerimiz bataklığa gidiyor, halen bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diyor... Babalarını kandıran gençler, araba aldırıyor, ehliyet yok, baba evladına diyor ki, aman evladım polise yakalanma, evlat baba sen merak etme ben yakalanmam demesi halk arasında söz konusu olurken.... SONUÇ gençliğin suçunu kimler çekiyor... Hadi cevabını arayalım...? Cevabı yok, neden, benim evladım yapmaz.. Hani bir tv dizisinde bayan diyor ya ''Benim Kemal'im Yapmaz'' İşte bizler böyle olduğumuz aşina... Peki gençlik nereye gidiyor? Toplumun temelleri çatırdamaya başladı. Hiç kimsenin umurunda değil. Göz göre göre gençlik uçuruma doğru sürükleniyor. Eşler arasında boşanmalar artmaya başladığı gözlenirken, Boşanma sonucu iki arada kalan çocukların ruh halleri perişan oluyor. Lafa sıra geldi mi “ben çocuğum için her şeyimi veririm” derler; Hadi oradan demeden kendimi alamıyorum...  Fakat çocukları için eşlerine katlanamayanlarda var. Bu ne turşu, bu ne lahana o zaman. Ne yazık ki, TV. Medya kuruluşları da, boşanmayı teşvik ederken, iletişim araçlarından internet ve cep telefonları da yardımcı oluyor. Dizi filmler gün boyu, kimin kadını, kimin erkeğini ve kimin erkeğinin kimin kadınını yoldan çıkardığı belli değil. Bunu gören ev kadınları ise, ya internetten ya da telefondan, bir şekilde başkalarıyla bağlantı kuruyor ve işin arkası devam ediyor. Sonra da iş boşanmalara kadar gidiyor.  Vay halimize vay.... Eşler birbirlerine tahammül edemiyorlar. Birbirlerini taşıyamıyorlar. Neden aralarında saygı yok? Asıl olan; bizi biz yapan inancımızdan, bizleri uzaklaştırıp, ondan sonra her tarafa yönlendirebiliyorlar. Manevi değerlerinden kopuk bir toplum bireylerinin namus kavramı zedeleniyor, saygı kalmıyor ve ülkenin geleceği diye bir düşüncesi kalmıyor. Bu şuur ile yetişen bir gençlik, gelecekte acaba, bir kurtuluş savaşı söz konusu olsa, ecdadımız gibi bu ülkeyi savunabilecekler midir? Böyle bir gençliğin yetiştirdiği çocuklar da nasıl olur dersiniz?  İnternet üzerinden her türlü görüntüler hedonistçe özgür bırakılınca, evlenen gençliği, bir Lut kavmi misali akıbet bekliyor. Böyle yetişen bir gençlik bu ülkenin geleceğini nasıl düşünebilecek?  Uyuşturucu yaşının 15 yaşlarına kadar düştüğü bir geçliğin halini düşünen birileri var mıdır?  Haçlılar, İzmir’den, yenilgiyle ayrılırken, bir İngiliz subayın şu ifadeleri bugün akla gelmelidir: “Sizin şu kolunuzun altındaki kitap olmazsa bize bir saat tutmazsınız.”    İşte, Çanakkale’den geri dönen haçlıların çabası bu yönde oldu ve başarıyorlar…    Bir toplumun temel kurumu aile olduğuna göre, artık Türk toplumunun aile temelleri sarsılmaya başladı. Yeter artık diyelim ve evlatlarımıza sahip çıkalım. Vatanına, Milletine, Bayrağına ve Dinine sahip çıkacak nesiller yetiştirelim... Kalın sağlıcakla.

YAZARLAR