Şu son birkaç yıldır basın mensubu arkadaşlarımıza karşı saldırılar gittikçe artmaya başladı!
Trafik kazası haber yapmaya giderler saldırıya uğrarlar!
Ekmek paralarını çıkardıkları cihazları zarar görür yerine yenisini koyamazlar.
Olaya giderler, saldırıya uğrarlar!
Tehditleri hiç dikkate bile almak istemiyorum.
Ama fiziksel şiddet içeren saldırganlık her geçen gün biraz daha artıyor.
Kim bu cesareti nereden alıyor?
Kimden alıyor?
Her saldırı, fiziki şiddet olayının ardından bekliyoruz acaba bu saldırıya uğrayan arkadaşlarımıza ciddi biçimde sahip çıkacak kimse var mı diye?
İlk kez ciddi tepki veren bir kişi çıktı.
Kanal 68 TV nin bayan muhabirine yapılan saldırı sonrası CHP İl Başkanı Ali Abbas Ertürk bu saldırı olaylarını partideki gazeteci vekillere ve genel başkanlarına kadar taşıyacağının sözünü verdi.
Sahi;
Bizim 2 si iktidar, birisi iktidar destekçisi, birisi de sözde muhalefet vekili 4 vekilimiz var değil mi?
Üstelik bunlar mecliste.
Hiç birisinden tık yok.
Zaman zaman basın mensubu arkadaşlarımızın yanlışları da oluyor elbette.
Ama bu yanlışları gidermenin yolu insanlara zarar vermek değil.
Bu ülkenin güvenlik güçleri, yargısı, yöneticileri var.
Ne kadar zayıf görsek te, inancımız ciddi biçimde sarsılmış olsa da yine de hakkımızı aramanın çaresi hukuk çerçevesinde yargı.
“Kendi cezamı kendim veririm” düşüncesi ile hareket etmeye kalkarsak, Muz Cumhuriyetinden de kötü olur bir Mafya Devletine dönüşürüz.
O nedenle siyasetçiler başta olmak üzere bu şehrin yöneticilerinin bu tür olaylar karşısında gösterecekleri tavır bu tür olayların caydırıcılığı açısından büyük önem taşıyor.
Kimse saldırıya uğrayan arkadaşlarımız için ‘Lütfen’ yaptıkları geçmiş olsun açıklamaları ile geçiştirmeye kalkışmasınlar.
Bu camia eğrisiyle doğrusuyla; sade vatandaşına da, bu kentin yöneticilerine de, bu kentin siyasetçilerine de her zaman gerekli.
Siz bu camiayı görmezden gelir umursamaz tavırlar takınırsanız;
Yarın da aynı tavrı onlardan gördüğünüzde:
“Ne oluyor” demeyin.
Yani kısaca;
Bizimle dalga geçmeyin.