Rasim GÜL


BİZDEN OLAN YAŞASIN—SİZDEN OLAN ÖLSÜN ZİHNİYETİ, VAH TÜRKİYEM, VAH

Aksaray haberleri, Salihler şehri gazetesi, Aksaray haber


‘’Kralın emrini yerine getirerek ülkeye kral olamazsınız, ancak kralın soytarısı olursunuz’’ sözünü insanlarımızın, anlaması ve ona göre davranması bizi milli birliğe götürür. İşte kurtuluş buradadır.Yaklaşık 200 senedir, dışa bağımlılık, devletin zafiyeti, milli birliği zedelemiş ve devam etmektedir. Gücü elde etmek ve çıkar sağlamak için her türlü oyuna, hileye ve iftiralara başvurularak yapılan kirli siyasettir. Dolaysıyla ADALET ve EŞİTLİK sağlanamamaktadır

 1839 Tazimatla başlayan, İttihat ve Terakki ile tavan yapan, netice de İmparatorluğu dağıtan bizden- sizden mücadelesi, Cumhuriyetin ilanı ile sessizliğe bürünse de derinden devam etmiştir. 1950’ de Türkiye’nin çok partili sisteme geçmesi ile Demokrat Partinin kazanmasıyla 30 yıllık Halk Partisi iktidarına son verdi. Bu iki parti arasında, demokratik mücadele yerine devlet gücünü elde etme mücadelesi devam ederek demokrasinin gelişmesini ve kökleşmesini engelledi, bununla kalmayıp halkı ikiye böldü. Bizden-Sizdenİşin en kötüsü, Demokrat partililer iyi, karşısındakilerin tamamı kötü, halk Partililere görede, Demokrat Parti mensuplarının tamamı kötü kendileri iyi. Bu mücadele bölünmüşlüğü güçlendirdi. Demokrat Parti hükumet, Halk Partisi devletti. Bizden- Sizden olarak iki güç devamlı çarpıştı.

On yıllık Demokrat Parti ve Halk Parti mensupları arasında sadece iktidar kavgaları nedeniyle 1960 yılında ordu, Amerika’yla işbirliği yaparak iktidara el koyarak, demokrasi ve ADALETİ kaldırdı. Bizden-Sizden ayırımı daha da sertleşti.

1960 müdahalesi sonrası yüz karası Yassıada da kurulan sözde mahkemeye başbakan dâhil üç idam kararı emirle çıkarttırıldı. Padişah, sadrazam, vezir ASAN Osmanlı geleneğine, başbakan ASAN Türkiye’de geçti.

Sadece başbakan dâhil üç kişinin asılması ile iş bitmedi, Türkiye halkı net bir şekilde iki düşman kampa bölündü, sonuç bizden olanlar yaşamalı, sizden olanlar ölmeli gibi son derce vahim bir noktaya gelindi.Devlet kurumlarında, içten içe çatışmalar ve bölünmeler devam etti. Ekonomi durakladı, kalkınma hızı düştü ancak siyasi hırstan dolayı Adalet Partisi yöneticileri ile Halk Parti yöneticileri bir türlü kavgayı bitirmedi. Açıkça söylenen söz bizden olanlar iyi, olmayanlar kötü.

15 yıllık hazırlık döneminden sonra 1975 yılından itibaren Türkiye’yi karıştırarak kampları keskinleştirdiler devrimcilik ve ülkücülük icad edip, kavgayı gençliğe indirdiler ve 4.500 gencin ölümüne sebep oldular.1980 müdahalesi, Türk tarihinde eşine rastlanmayan yaralar açtı. Yüzbinlerce insanımız işkence gördü, binlerce insanımız öldürüldü ve sakat kaldı. Daha da vahimi düşünceye ve aydına büyük darbe indirildi. Halen düşünen genç çok az, aydın insanımız da hem az hemde itibarsız. Bizden-Sizden daha da güçlendi.

 1839 yılında bu yana geçen 180- 200 seneden beri başımıza gelenlerle günümüzün hiç farkı yok. Yine ülke tam ortadan ikiye bölünmüş, bizden olanlar yaşasın, olmayanlar yaşamasa da olur görüşü hâkim.Cumhurbaşkanı aynı zamanda parti başkanı olunca, devletin ve hükumetin temsilcisi olan valiler, partiyi de temsil eder duruma gelmiştir. Daha da beteri, iktidar parti il başkanları, genel başkanlarını temsil ettiğinden devlet ve hükumeti de temsil eder duruma gelmişlerdir.  

Netice olarak, bizden olanlar yaşasın, sizden olanlar ölse de olur siyaseti bu ülkeyi kesinlikle karanlığa götürecektir. İster iktidar yanlısı, ister muhalefet yanlısı olsun bütün insanımız endişe ve geleceğini hesap edemez haldedir.İki taraftan olmayanların durumu ise, taraf olanlardan daha vahimdir çünkü Cumhurbaşkanımız tarafsız olan bertaraf olur diyor. İster bertaraf olmayı göze alsınlar ister taraf olsunlar başka yol da yoktur, ikiside çıkmaz sokaktır.

Doğrusu nedir denirse, iktidar olma ve iktidarda kalma hırsı, bizden-sizden ayırımı bırakılmalı, devletle hükumet karıştırılmamalıdır. Yasalar çerçevesinde, tarafsız ve adalete uygun şekilde, bizden-sizden düşüncesi bırakılarak, çilekeş, vefalı halkımıza ADALET, saadet ve güven getirilmelidir.

 Hayrola, Muvaffak Ola, Muzaffer Ola.

YAZARLAR