Mustafa AVCI


Başkasında görmek istediğin güzelliği kendin yaşa

Aksaray salihler şehri Haberleri / Aksaray salihler şehri gazetesi


 

Hayırlı bir insan olmanın ilk şartı, sağlam bir karakterle iyiliği ilke haline getirmektir. Bu şuurda olan insanlar, inançlarından kaynaklanan hayır sevgisini hayatlarına enjekte ederek, var oldukları her platformlarda hayır eserleri yapmakla adeta gönüllere taht kurarlar. 

Bu eserler bazı günümüzde olduğu gibi sadece maddî çıkar sağlama amacıyla değil, aksine Allah´ın hoşnutluğunu kazanıp insanlığın ihtiyacını karşılamak gayesiyle yapılması gerekmektedir.

Bu âlemin tüm nimetlerinden fazlasıyla yararlanan insan,  kendisini yaratana karşı tüm sorumluluklarını yerine getirmek zorundadır. Mademki bu dünyada ne ekersen ahirette onu biçeceksin; o halde insanlığın ve dürüstlüğün gereğini yerine getirmek gerekmektedir.

 İyi ve kaliteli insan olma yolunda atılan her adım, onu bu dünyada mutluluk ve huzura götüreceği gibi öbür âlemde de ebedî saadete ulaştıracağı kitabımız Kuranı Kerimde açık bir şekilde belirtilmektedir.

Allah, isteseydi yani dileseydi bizleri tek tip insan yaratırdı. Hani, günümüzde kurşun asker olarak tabir ediliyor ya, işte onun gibi. O zaman; iyi kötü, güzel çirkin, Büyük küçük, süper zeki normal zeki, Hak, batıl ve daha birçok insan bugünkü gibi sınıflara ayrılmayacaktı. Dolayısıyla dünyanın ve yaradılışın hiçbir önemi ve anlamı kalmayacaktı.

Allah, gerçeği hiçbir zaman herkesin kayıtsız şartsız kabul edeceği bir şekilde çırılçıplak gözler önüne sermez; çünkü o zaman imtihan diye bir şey söz konusu olmazdı. Başarı veya başarısızlık kavramları anlamlarını yitirir, insanın düşünce özgürlüğü de elinden alınmış olurdu.

Başkalarında görmek istediğimiz güzellikleri önce kendi nefsimizde yaşamalıyız ve yaşatmalıyız. Her şeyin iyi ve hoş tarafını görmeliyiz. Kötü olarak tanımladığımız kişilerin dahi mutlaka iyi bir tarafı vardır. Adamın yetmiş tane iyi tarafı var biz onları göremiyoruz, bunun yanında bir kötü tarafını hemen görüyor, onu dilimize doluyor ve yargılamaya başlıyoruz. Yeter ki biz ona iyi gözle bakalım.

Kişinin hatalarını, kırıcı ve yıkıcı bir şekilde değil de yapıcı ve olur tarafından kendisine münasip bir lisanla anlatırsak, her şeyin çok güzel olacağından emin olabiliriz.

Dünya dediğin ne ki. Yalancı bir saltanattan başka bir şey değildir. Sonu hüsran ve sonu acı, kaybedilen bir saltanat değil mi?

 

       

YAZARLAR