Rasim GÜL


BAŞKAN DR. DİNÇER, AKSARAYDAKİ ENTELEKTÜELİ İYİ TANIMALI VE PERSONELİNİ ÇALIŞTIRMALI

Aksaray haberleri, Salihler şehri gazetesi, Aksaray haber


1965 yılından bu yana geçen 56 yılda görev yapan belediye başkanları, önce partisinin sonra halkın başkanı oldular. Dolaysıyla hizmetleri en az yüzde kırk-elli düştü ve daha acısı ADALETTEN ciddi anlamda uzak oldular. Ve onlar sevabıyla günahıyla gittiler.
Ne yazikki 56 yılda görev yapan kaymakam ve valilerde DEVLETİN kaymakamı ve valisi olma yerine iktidar partisinin kaymakamı ve valisi olmaya özen gösterdiler. Onlarda gittiler, arkalarında ne kadar kalıcı hizmet ve iz bıraktıkları Aksaray’ın halinden belli.
Şimdi söz konusu olan başkan Evren Dinçer, birazda ilin valisi. Hizmetin kalitesi yaşama süresinden ortaya çıkar. Önemli olan kalıcı hizmetler yapmak, hak ve adaletten ayrılmamaktır. Ayrıca muhalefetin ve halkın yapıcı önerilerini de dikkate almaktır. Karşılıksız Aksaray’ı sevenlerin önerilerine, Aksaray’daki, ilmi çalışmalar yapanlarla, entelektüellerine de önem verilmelidir. Bunlara asla parti penceresinden bakılmamalıdır.
 Aksaray’da yapılan bütün yanlışlar bunlara dikkat edilmemesinden kaynaklanmaktadır. 
Bilindiği gibi bir İDARECİ, birde YÖNETİCİ var. İkisi farklı, hemde çok farklı. Aksaray büyük oranda yönetilmeyip idare edildi, yönetilseydi bu günkü geldiği yerden 3-5 kat daha ilerde olurdu. Yönetmek; hesap vermek ve hesap sorma demektir. İli yönetenler hesap veriyorsa, hesapta sorar, hesap vermiyorsa hesapta sormaz. Başkanın hesap vermesi ve sorması şarttır.

Maksadımız moral bozmak, bilgiçlik taslamak değil, düşündüklerimizi, yaşadıklarımızı, gördüklerimizi, çekilen acıları, duyulan sevinçleri, yöneticilerimiz ve halka duyurmaktır. Yazarlar ve habercilerin görevide budur, Kızmak, küsmek yok. Siyaseti, Ankara’ya göre yapanlar kesinlikle halktan koptular.
 
İnsanların yaşadıkları yerleri şehir ve medeni yapan, kültürünü geliştiren ve birlikte yaşama alışkanlığını kazandıran belediye başkanlarıdır. Ne yazik ki bugüne kadar Aksaray’da; başkanlar tarafından ŞEHİR-KÜLTÜR-MEDENİYET ve ÇAĞI YAKALAMA konularında kapsamlı ve iddialı bir program ve çalışma görmedik. Şimdi Başkan Dinçer’den bekliyoruz.
Örnek; Türkiye’nin 23 ilinde olan, Aksaray, Niğde, Kırşehir, Nevşehir ve Kırıkkale’de olmayan, Aksaray Devlet Tiyatrosu İl Müdürlüğü ile TRT’nin Aksaray İl Müdürlüğü neden olmasın? Aksaraylı tiyatrodan, müzikten, sanattan anlamaz mı? Anlamıyorsa başkan siz öğretseniz olmaz mı?

Halkımız ve gençlerimiz izlemeyi ve sanatı, müziği nasıl öğrenecekler? Sanata karşı sevgileri ve merakları nasıl gelişecek? Okullardaki laf olsun diye konan, müzik, resim dersleri Türk gencini aldatmadan ibaret olduğu için saymıyor lafını etmeye bile değer bulmuyoruz.
Bugün Aksaray’da oy korkusuyla, trafikte görüşü kapatmasına rağmen yıkılmayan çıkıntılar, anayollara asla çıkmaması gerekirken çıkan ve sayısız kazalara neden olan yollar konusunu çözmek için, BAŞKANDAN cesur kararlar bekliyoruz. Daha evvelki dönemler bir tarafa sadece Ak Parti döneminde yapılması gerekirken şu veya bu nedenlerden dolayı yapılamayanları yapması bile yeterli olabilir. 

Lagar kapaklarının 2-3 santim yakarda ve aşağıda olmasından arabaların pat-küt düşmesini, kaldırımların 15-20 santim yüksekliğinde olmasından dolayı araba kapılarını açınca çarpmasını, özürlü ve bebek arabalarının inip-çıkacağı yere araba park edilmesini de önemsemiyoruz!!! Çünkü yazmaktan gerçekten ve söylemekten bıktık.
Belediyenin, İl Trafik Komisyonuna sadece üye verdiğini biliyoruz, aceba ANA YOLLARDA dörtlüleri yakıp, trafik akışını alt-üst edenlere AKSARAY’da yasak diyecek bir kurum var mı? Varsa yaptığı görevin hesabını, adalet sormadığına göre, vicdanına ve yaratana nasıl vereceğini merak ediyorum.

Gerçi halktan hesap soran da yok. Halk sadece kötü söz söylemekle meşgul olup sinirini geçiştiriyor. Aksaray’da, incelendiğinde görülecek ki lamba konulursa trafiğin rahatlayacağı, insanların cambazlık yapmayacağı ve sinir olmayacağı, kavga etmeyeceği 50’den fazla yer var. Bu görevin, İl Trafik Komisyonunun olduğunu biliyoruz ama halk belediyeyi suçluyor.

Başarılı belediye başkanları, illerini İDARE etmeyip YÖNETMİŞLERDİR. Yönetmenin ilk maddesi, gerçekten bilene ve tecrübesi olana para ödemeden çekinmeden plan, program yaptırmak ve vasıflı eleman çalıştırmaktır. Çalıştırdığı personelden tam verim almaktır. 

Evren Başkan’ın önüne konulan birçok vasıfsız personel olduğunu biliyoruz. Çalışanların sayısı 1500- 1800 ve 2300 olarak konuşuluyor. En doğrusu nedir açıklanırsa öğreniriz. Bu kadar personel, DOĞUŞ ve MERCEDES’te çalıştırılsaydı ne kadar üretim yapardı, şu an ne kadar yapılıyor? Bu sorunun cevabını, Başkan Dinçer ve iktidarın sorumluları halka açıklamak zorundadırlar. 

Başkan Dinçer, büyük şehir statüsü verildiğinde de 400 Bin nüfusun yani Aksaray İlinin başkanı olacağına göre, şimdiden kadrosunu ona göre hazırlamalıdır diye düşünüyoruz. Seçildiği partinin dışındaki insanları da tanımak, görmek ve görüşlerine değer vermek zorundadır. Çünkü onlarla birlikte çalışma ve hizmet üretme buna mecbur ediyor.
Benim yaşantım içerisinde belediye büyük diye anons ettiği projeyi, Türkiye ve Dünya çapında yarışmaya açarak yaptırmamıştır. En büyük hata buradan kaynaklanıyor. Başkan Dinçer umarım iddialı projelerini ciddi bir ödülle yarışmalara açar.
Başkan Dinçer’e, yardımcılarına ve müdürlerin hiç kimse dürüst değiller demiyor, buda, Türkiye’mizde ve Aksaray’da önemli bir değer. Yapılan işler haylı var, bir yazımızda bunların tam listesini yazacağız. Ama bu yetmez, kalan süre belli dolaysıyla yapılanı ve çalışmalarını 5-6’ya katlamaları lazım.

Başkana, önerim ve uyarım, Valiyle tebdili kıyafetle, bir gün yaya, ikinci gün bisikletle, üçüncü gün kendilerinin kullandığı arabayla üç gün şehir merkezini, gördüklerinizi ve yaşadıklarınız not alarak geziniz. İnanıyorum ki gördüklerinizden etkilenerek ciddi tedbirler alacaksınız.
                                                                                                          Hayrola, Muvaffak Ola, Muzaffer Ola.

Aksaray’ın, Medeniyeti ve ÇAĞI yakalaması ve şehir olabilmesi o yerin belediye başkanına bağlıdır. Diğerlerine değil. Diğerleri olmasa da fazla bir şey kaybolmaz.

YAZARLAR