Muammer Öztürk


AVRUPA BİRLİĞİNE HAYIR !

Aksaray haberleri, Salihler şehri gazetesi, Aksaray haber


Gardaş Avrupa Birliği Projesi Emperyalist bir projedir. Türk Milleti son üç yüz yıl Osmanlısından itibaren aşama aşama borçlandırılmış ve bu özellik sürekli bir davranış halini almıştır. Bu gün geldiğimiz noktada iç ve dış politika malzemesi olarak tereyağlı börek gibi milletin önüne sürülüp çekilen AB Projesi zemininde sürdürülen müzakerelerde, iki de bir hassas terazilerimize dokunanlar kim? Cumhuriyeti biz kime karşı kurduksa odur. Küreselleşme adı altında uluscu politika ve fikirlerden artık vazgeçin diyenler kim? TBMM’Yİ kime karşı açtıksa odur. AB üyeliği için Güney Kıbrıs’ tanımanız lazım diyenler kim? Sakarya’da, İnönü’nde püskürtülüp ruhunu Ege sularında yıkayanlar ve bunun üzerine Zonguldak’ı, Gazi Antep’i ve nihayet İstanbul’u boşaltanlar kimse onlardır. TBMM’DEN sonra Diyarbakır’ı ziyaret edenler kimse bütün çifte standartları önümüze koyanlar da onlardır. Gümrük Birliği Antlaşması ile kendi mallarının serbest dolaşımını garanti altına alanlar kimlerse Kuzey Kıbrıs’a ambargo koyanlarda onlardır, Filistin’de ateş yakanlar da, Kerkük ve Musul’da nüfus ve nüfuz dağılımını değiştirenlerde onlardır. Türkiye’den Ilımlı İslam isteyenler kimlerse Arap Yarımadasını, Osmanlı coğrafyasını parça parça edenler de onlardır. Görünen köy kılavuz istemez. Gözünü yummakla da gece olmaz. Daha dün Cizre’de, Silopi’de dağlara cephane indirenler bu gün ne çabuk dost oldular. Milli mücadeleden beri seri anlaşmalarla Avrupa Kapısına bizi taşıyanlar bilmezler mi ki Batıda ne varsa bizimdir. Batının teknolojisi de, medeniyeti de bizdendir. Selçuklu ve Endülüs’ü tarihten çekseniz batı medeniyetinin elinde ne kalır ıssız adalardan başka. Biz elimizden kaçırdığımız, kaybettiğimiz medeniyeti bulduk sanki, buldukta bu cıvata yalama olmuş bize uymaz gardaş. Bu emperyalist projenin amacı Türk Yurdunu bozmak dağıtmak parçalamaktır. Kilitbahir’in ruhunu yıkmaktır. Türk’ün İslam Ülküsünü yıkmaktır. Kosova’nın, Sakarya’nın intikamı alınamaz. Çanakkale geçilmez. Çünkü oraları er meydanıdır. Oraları can kan meydanıdır. Var mı dünyada böyle meydan, kaldı mı ki intikamı olsun. Artık Kıral çıplak ! Zaman gözünü açma zamanıdır yumma zamanı değil. ‘’Hattı müdafaa yoktur, Sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır’’. Öyle ise şimdi uyanma zamanıdır. O nedenle ; ‘’HATTI UYANDIRMA YOKTUR. SATHI UYANDIRMA VARDIR. O SATIH BÜTÜN VATANDIR.’’ Bu millet ne çekti ise istismarlardan çekti. İstismarlar milleti kendinden görünenlerle gevşetti. Milleti millet yapan, onu tarih sahnesindeki kökünden aldığı kuvvetle bu günün dünyasında söz sahibi yapan değerlerin istismarı çok tehlikeli bir gidiştir. Bu gidişin sonu bellidir. Bu gün çeşitli iç politik hedeflere yönelik olarak, sanki yetmiş yıldır yokmuş gibi Milli Mücadele ve Cumhuriyet’i dillere pelesenk etmek kitlelerin açık ihlali ve katliamıdır. Bu kamu suçudur. Vicdan suçudur. Dini istismar, bayrağı istismar, devleti ve tarihi istismar, dili istismar ne kadar tehlikeli ise bu da o kadar tehlikeli ve yanlıştır. Kitlelerin ruhunda tamiri mümkün olmayan yaralar açar. Toplumsal travmalara yol açar. Milletin sağlığı ile, milli ruhu ile, milli duyguları ile, yaşama sevinci ile, özgüveni ile oynamaya kimsenin hakkı yoktur. Üstelik bu istismarlar döner sahibini vurur. Tarihin içinde zürriyetlerinin taşıyamayacakları kadar ağır onursal yaralar açar. Daha da önemlisi içinde bulunduğumuz çok kritik süreçte ülkemizin başına işler açar. Gönül birliğimizi daha da bozarak çaresi henüz keşfedilmemiş hastalıklara yol açar. Emperyalist AB Projesine karşı bizim teknoloji, eğitim, ekonomi, üretim, maliyet, istihdam, asgari insan ihtiyaçları projelerimiz olmalı. Bağımsızlık projelerimiz olmalı. Borçları defetme projelerimiz olmalı. Kaynak kullanma projelerimiz olmalı. Medeniyet projelerimiz olmalı. Milli Ruhu güçlendirecek projelerimiz olmalı. Onun bunun üç beş kuruşu ile sarsılmayacak para projelerimiz olmalı. Sınır ötesine taşacak, ülkemizi cazibe merkezi yapacak projelerimiz olmalı. Toplumu çürümekten kurtaracak, materyalist hastalıklardan kurtaracak projelerimiz olmalı. Bu projeler ülke ve millet gerçekleri ile de örtüşen projeler olmalıdır. Üretimin durduğu, tarım ve sanayinin dışarıya teslim olduğu şartlarda istismarlar çıldırtır. Başta insani değerler olmak üzere, yer altı ve yer üstü kaynakları ile, insan ve iş gücü kaynakları ile, klima farklılıkları ile, su toprak ve doğal örtüleri ile ‘’Yedi iklimi süreyya’’ burada. Bizim ne işimiz var AB kapılarında. AB kapısında itibarsız bekleyişle harcadığımız enerjiyi teknoloji üretiminde harcamış olsak iş biter. Ha savaş mı açarlar başımıza; Allah’dan başka kimse bir şey yapamaz. Otuz beş milyon insan yürüyerek gitse dağ dayanmaz çiğner aşarız. Ancak bu iman işidir. İnanç işidir. Er kişi işidir. Az çoktan iyidir. Bu tarihten bellidir. Aslında bütün meselede budur. Küreselleşme, globalleşme, batılılaşma hep bizi vurur.Hiç bir geleceği kalmamış, kendini bile avutamayan AB mi bize ilaç olacak. Türkiye’de ardı ardına üç kriz yaşandı diye halkın alım gücü kesilince, yüzde yüz devalüasyon yapmak zorunda kalan AB mi bizi kurtaracak. Ürettiği her malın en az on milyon adedini bize, geri kalanını da bizim üzerimizden Asya ve Ortadoğuya satan AB mi güçlü, böylesine alım ve nakil gücü olan Türkiye mi? Kim güçlü Allah aşkına. AB bilirde kimin sırtından yaşadığını biz mi bilmeyiz. Çanakkale’de iki yüz elli bin Mehmetçiğin kanına mal olan AB’NE, Geçen yüz yılın başında yedi bölgeden ülkemi işgal ederek maskesi yırtılan AB’NE ve İslam coğrafyasına cetvelle sınır çizen AB’NE , Ülkemde durmadan yeni azınlıklar üretmeye çalışan AB’NE, Kıbrıs’ta haklı davamdan ödün koparmaya çalışan AB’NE, Ege sularında hak iddia eden AB’NE, ulusçu değerlerimizden bizi koparmaya çalışan AB’NE, Serebrenika’da katliama göz yuman AB’NE, Karabağ’da susan, Ermeni soykırımı sahtekarlığına çanak tutan AB’NE, PKK provokasyonlarına destek veren AB’NE, durduk yerde üç beş kuruşunu çekip ekonomik istikrarı bozan AB’NE, Kerkük ve Musul’da seyirci kalan AB’NE, insan haklarını kimseye bırakmayıp Türk’ün ve İslam’ın insan haklarını hiçe sayarak bölgemizde yavaşlatılmış jenosite bıyık altından gülen AB’NE, dinimize müdahele etmek isteyen AB’NE, yıllardır hibe veya yüksek yada düşük faizli kredilerle ülkemde gafiller üreten AB’NE, sömürgeden başka hiçbir değer tanımayan kendinden başkasını insan görmeyen materyalist AB’NE, içi çürümüş AB’NE, minnet ve şükran değerleri bilmeyen AB’NE hayır gardaş… Saygılarımla. Sonuç olarak bize çok ettin AB,ABD defol kahrol Allah Belanızı.. Artık duramayacaksınız önümüzde Makron uyuz i. hadsittir.

YAZARLAR