Yusuf.E.KOÇ

Tarih: 27.08.2016 08:49

Türkiye de Mesleki Eğitim ve AB Reservations

Facebook Twitter Linked-in

Cenabı Allah(c.c) Ordumuzu,Milletimizi ve Devletimizi korusun.

                                  Cenabı  Rabbim bugünleri  bizlere bir daha yaşatmasın.

Konuya başlamadan önce 2006 yılında yazmış olduğum? Bilgi Teknolojisinde Mesleki ve Teknik Eğitimin sorunları ve Çözüm yolları? ANKARA- ISBN-975-00690-0-5   ve Bandrol no: SKB 673880UOG -236 sayfalık kitapta terminoloji detaylarıyla incelenmiştir.

  Eğitim, yirmi birinci yüzyılda, kalkınma çabalarında veya daha zengin ve müreffeh ülke olma hedefine varmak için sürdürülen uğraşlarda, çok önemli ve işlevsel bir araç haline gelmiştir. Eğitim, belki uzun vadede ürün vermektedir ama bir ülkenin sosyal ve ekonomik kalkınmasını sağlayan insan gücünü hazırlayan araç olarak, gün geçtikçe ekonominin temel yatırımı haline gelmektedir. Öyleyse, ülkemizde eğitime, bilime ve teknoloji üretimine her zaman olduğundan daha çok önem vermek zorundayız.  Eğitim bireyi geliştirdiği, diğer taraftan ülkenin bilimsel, ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmasını sağladığı için önemlidir ve değeri çok iyi algılanmalıdır.

     Ülkemizin bilgi ve teknoloji alanındaki yarışa etkili ve organize bir şekilde katılması,böylece        gelişen,  değişen ve  yenilenen dünyamızdaki çağdaş yerini alması gerekmektedir. Bunun için mesleki ve teknik eğitime ağırlık ve öncelik vermek,eğitim standartlarının ileri ülkeler seviyesine çıkartmak gerekmektedir.

Ülkemizde son yıllarda  çok iyi gelişmeler  olmuştur. Devletin  bu konuya çok önem vermesini takdirle karşılamamız gerekmektedir. katsayı zulmünün  kaldırılması çok önemlidir.Uzun yıllardır 2 yıllık MYO na sınavsız geçiş programları devam etmektedir. Buna rağmen bir anda bu işin tamamen çözümü kolay değildir.

Eksiklikler olarak,değişme ve gelişmeyi  takip edememek ,teknolojiyi yakalayamamak, araç-gereç  ve personel  ve kaynak yetersizliği ,bilimsel  araştırma faaliyetlerinin azlığı ,sistemdeki personelin bir kısmının istenilen  nitelikte kalite ve standartlarından yoksun oluşu ,eğitim programlarının verimlilik standartlarının eksikliği olarak sıralanabilir.

Ülkemizin kalkınmasında temel ve sürükleyici  güç eğitimdir. Günümüzde hızlı sanayileşme sonucu,özellikle mesleki ve teknik eğitime  ,yetenekli teknik eleman yetiştirilmesi nedeniyle eğitimin lokomotifi gözüyle bakılmaktadır.Yaşadığımız bilgi çağı içerisinde Türk milli eğitim sisteminin vizyonunun oluşmasında ,mesleki ve teknik eğitim olması gereken yerini almalıdır.Mesleki ve Teknik eğitim okulları,gelişmişliğin önemli göstergelerinden biri olan sanayi ve hizmet sektörüne eleman yetiştirmektedirler.

Günümüzün üretim ve hizmet sektörünün ihtiyaç duyduğu insan  tipi,tasarladığını uygulayabilen insan tipidir.Bu anlamda nitelikli eleman potansiyelinin ne kadar önem taşıdığı açıkça görülmektedir.Türkiye de sürekli tartışılan mesleki ve teknik eğitimin problemlerinin temelinde ,nitelikli ve becerikli teknik insan gücünün nasıl yetiştirileceği meselesi yatmaktadır.

Türkiye 1999 yılında yapılan Helsinki Zirvesinden bu yana, Avrupa Birliğinin resmi bir adayıdır ve tam üyelik statüsü kazanmak için bu güne kadar ülkemizde yoğun çalışmalar yapılmış, çok önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Eğitim alanında da çok önemli gelişmeler olmuştur, ancak, bu çabalar sistemi arzu edilen düzeye getirmenin çok gerisinde kalmıştır. Avrupa ile bütünleşme ortak değerleri benimseme, ortak kurallara ve standartlara uyma anlamına gelmektedir. Türkiye için Avrupa Birliğine tam üyelik, öz değerlerimizi yitirmeden ve ulusal egemenliğimizden ödün vermeden, bir hedef olarak düşünülmelidir. Ancak, bu hedefe kesinlikle varılacak diye bir zorunluluk ta olmamalıdır, bu hedef Türkiye için ?olmazsa-olmaz´ olarak algılanmamalıdır. Tam üye olalım veya olmayalım, bizim için önemli olan Avrupa Birliği standartlarını yakalamak adına yapacağımız çalışmalarla kaydedeceğimiz gelişmelerdir, ekonomik ve toplumsal yaşamda insanlarımızın hissedeceği iyileştirmelerdir.

Bu uğraşta önemli olan sonuç değildir, iyileştirme için işe koyacağımız süreçlerdir. Avrupa Birliğine tam üyelik Türkiye için bir itici güç olmalıdır, bizi güdeleyen ve yönlendiren bir ideal olmalıdır. Bu uğurda yapacağımız her çalışma Türkiye´nin kalkınmasına ve gelecek kuşakların yaşam standartlarının yükseltilmesine yapılmış çok önemli bir yatırımdır.

Türkiye, Avrupa Birliğine girme süreci içerisinde eğitim sistemine ilişkin sorunlarını çözebilirse, Avrupa ülkeleri ile eğitim alanında uyum sağlanmış ve  sistemler arası iletişim ve işbirliğine uygun bir zemin hazırlanmış olacaktır.

 

Yusuf.E.KOÇ

sibernetik_67@hotmail.com

Çoklu Yetenek Kuramı Uzmanı

Avrasya Yazarlar Birliği Üyesi

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —