Kadir Gecesinin Önemi
Kadir Gecesi, mübarek bir zaman dilimidir. Hak ile batılı birbirinden ayıran ve hidayet rehberi olan Kur´an-ı Kerim bu ayda indirildi.
Gelişiyle birlikte oluşturduğu mânâ iklimiyle gönül dünyamızı ma´mur eden, iç âlemimizi zenginleştiren Kadir gecesi, kâinatın anlamını getiren gecedir.
Kadir gecesi yaratılış bilgisinin ders kitabı ve bütün kainatın ve varoluşun özeti olan Kur´an´ın indirildiği gecedir. Kadir Gecesi, bin aydan daha hayırlıdır. Bunun bir değil, birden fazla hikmeti vardır.
Birincisi: Kur´an-ı Kerim´in indirilmesi.
İkincisi: Rahmete ve mağfirete vesile olan bir gecedir.
Üçüncüsü: Bu gecede yeryüzüne o kadar çok melek iner ki, adeta yeryüzü dar bir mekan haline gelir.
Kadir gecesi, Kur´an´ın övdüğü, esenlik ve güvenliğin her tarafa yayıldığı, sema kapılarının açıldığı, dua ve tövbelerin kabul edildiği kutlu bir gecedir.
Değeri Kur´an´a dayanan bu gecenin değerlendirilmesi, ancak Kur´an´a yönelmekle, onun eşsiz mesajını anlamak ve onun mana ikliminde yol almakla, mümkün olacaktır.Çünkü Kur´an, insanlığın ufkunda bir ışık gibi yanan ve her dönemde insanların yollarını, kalplerini ve gönüllerini aydınlatmaya devam eden bir meşaledir.
Kur´an insanlığı aydınlatmaya başladığı günden beri ışığından hiç bir şey kaybetmemiş, onun taşıdığı değer ve anlamlar, getirdiği ahlâk ve erdem ilkeleri hep taze ve yeni olarak kalmıştır.Ondört asırdan beri okunan Kur´an, aklın ve gönlün şifa kaynağı, ilim ve irfan menbaıdır.
Kur´an, anlaşılmak ve insanlığa rehber olmak için gönderilmiştir.
Bu itibarla sadece okumayı öğrenmekle ve okumakla yetinilmeyip içeriğinin de bilinmesi, Kuran´ın ne anlattığının kavranılması, hatta onun kendi hayatımıza da yansıtılması gerekir.Diğer kutlu zamanlar gibi Kadir gecesi de, hayatımızın çok hızlı seyreden akışı içinde geçmişimizi değerlendirerek gafletle geçen günlerimizi sorgulama, unutarak ve bilmeyerek işlediğimiz hatalara tövbe edip af ve bağışlanma dileme zamanıdır.
Mükâfatların sınırsız olarak verildiği bu gece, kalplerimizin, duygu ve davranışlarımızın her türlü kötülükten arınması, iyi ve güzel davranışlarımızın çoğalıp kötü davranışlarımızın azalması, dinimiz hakkında sağlıklı ve doğru bilgimizin artması, aramızdaki sevgi ve bağışlamanın hepimizi kucaklaması için yeni adımlar atma imkanıdır.
Tövbe, günahla kirlenen ruhumuzu yıkamanın ve yeniden dirilişin ifadesi, dua ise yalnızlaşan insanın sınırsız ve sonsuz kudret sahibi olan Allah´a yakarışı ve ona sığınışıdır.
Hz. Peygamberin ifadesiyle dua, rahmet kapılarının anahtarı, ibadetin özüdür.
Allah Resulü, faziletine inanarak ve sevabını da yalnız Allah´tan bekleyerek bu geceyi güzel amellerle geçirenlerin geçmiş günahlarının bağışlanacağı müjdesini vermiştir.
Bu gece, melekler yeryüzüne inerler. Müslümanların aralarına girerler, haneleri ziyaret ederler.Ancak,içerisinde günahların işlendiği,Allah´ın anılmadığı evlere girmezler.
Melekler, girdikleri evlerde, hem Allah´ı takdis, tesbih ve tehlil ederek zikrederler. Hemde mü´minlerin yararına sabaha kadar istiğfar ederler.
Recep ayı ile başlayan, şaban ayı ile artarak devam eden sevap yükselmesi, Ramazan ayında en üst dereceye ulaşır, Kadir gecesinde ise, kendini önceden iyi hazırlamış olan mü´minin tümüyle affına bile vesile olabilir.
Hatta denebilir ki, üç ayların başında niyetini düzeltip, artık ihmal edemeyeceği tam bir İslami hayata başlayan insan, muhtemeldir ki, kadir gecesinde tam bir ilahi affa nail olur, bayramda da hayatına yeni bir beyaz sayfa açabilir.
Bu mümkün olabilir mi? Hiç tereddüt etmeyin olur.
Neden olur? Çünkü rabbimiz kulunun cehennemde azap görmesinden değil, cennette mutlu yaşamasından memnun oluyor. Bunun içinde sebepler hazırlıyor. Bazı mekanları, zamanları diğerlerinden üstün kılıyor ki, insanlar birazcık kendilerine çeki düzen versinler, yeni bir hamle ve teşebbüsle tekrar dini hayatlarında aşk, şevk kazanıp ilerlemeye başlasınlar. Yani cennete girmeye layık hale gelsinler?.
Aksaray Haber,Salihler şehri gazetesi,Aksaray Haberleri