Sonsuza Kadar Hz.Ali ve Hz.Muhammed .Peygamberimizin en sevdiği insan ,Peygamberimizin verdiği lakabı vefat edinceye kadar kullanan insan.
Hz. Ali tahminlere göre 21 Mart 598 tarihinde Mekke’de doğmuştur. Kabe’de doğmuş olan tek kişidir. Annesi Fatıma’dır. Haşim’in oğlu Esed’in kızıdır. Babası ise, Ebu Talib’dir. Ebu Talib de Haşim’in oğlu olan Abdülmüttalib’in oğludur. Bu nedenle Ali, anne ve baba soyu bakımından tam bir Haşimi’dir. Annesi adını, “arslan” anlamına gelen “Esed” veya “Haydar” koymak isterse de, Hz.Muhammed’in isteğiyle “Ali” adı konur. Diğer adlarsa ona lakap olarak verilmiştir.
En çok kullanılan lakabı, “Tanrı rızasını kazanmış” anlamına gelen “Murtazâ”dır. Önemli künyesi “toprak babası” anlamına gelen “Ebü-Turâb”tır. Bu son künyeyi kendisine Hz. Muhammed verdiğinden, Ali genellikle bu künyesini yeğlemiştir.
Hz. Muhammed; Ali beş yaşındayken O`nu yanına alarak bakımını üstlenir. Bu durum 18 yaşına dek sürer. Böylece Hz. Ali’yi Hz. Muhammed eğitmiş, kişiliğinin oluşmasına yardımcı olmuştur.
Hz. Ali’nin Hz. Muhammed’e bağlılığı kuşkusuz; “tam bir teslimiyet içinde ve aşk düzeyinde”dir. Peygamber’in Medine’ye göçü sırasında onun yatağına yatarak canını feda etmeye hazırdır. Hz. Ali’nin ilim ve irfan açısından sahabelerin en öndegelenlerinden olması konusunda kimsenin kuşkusu yoktur.
Hz. Ali, amaçlanan ilk İslam öğretisini en iyi vebatîni bir dilde yorumlayan ve bunu topluma benimsetmeye çalışan kişiliktir.
Hz. Ali, 622 yılının sonlarında Hz. Muhammed’in eşi Hatiçe-i Kübra’dan doğan Fatıma-tı Zehra ile evlenir. Hz. Fatıma, örnek bir anadır. Yeni oluşturulan İslam toplumunda ideal kadın örneğidir. Bu evlilikten Hasan, Hüseyin, Muhsin, Zeynep ve Ümmü Gülsüm doğarlar. Hz. Muhammed’in soyu, Ehlibeyt ile devam eder. 606 yılında doğan Fatima, babasından 3-4 ay sonra, yani 632 yılında 26 yaşında Hakka yürür (İkinçi Halife Ömer Bın Hatab tarafından dövülüp tekmelenerek kaburgaları kırılır, kırk günlük bebeği Muhsin’de darbe alır, anne ve bebek şehit olurlar. Hz. Ali, aynı yıl iki önemli desteğini yitirmiştir.
Hz. Ali, Fatıma Ana’nın sağlığında ikinci bir evlilik yapmamıştır. Arap geleneğini çiğneyerek tek eşli olarak kalır. Ancak onun Hakk’a yürümesinden sonra evlilikleri ve bu evlilikerden çocukları olur.