Eğitim Danışmanı Barış Balcı, kitap okuyan ailelerin çocuklarının küçük yaşta okuma alışkanlığı kazandıklarını, okuma ve algılama becerilerinin yüksek olması sebebiyle de eğitim hayatlarında ve sınavlarda daha başarılı olduklarını söyledi.
“Çocuğum kitap okumuyor” diye şikayet ediyorsanız, bunun sebebini belki biraz da kendinizde aramalısınız. Eğitim Danışmanı Barış Balcı, çocukların okuma alışkanlığını genellikle küçük yaşlarda anne-babadan ve aile büyüklerinden görerek kazandıklarını ifade etti. Balcı, “Anne baba veya okuyorsa çocuk da okuyor. Ailesinden görmeyen çocuk ise kitap okumaya karşı isteksiz oluyor. Okula başladığında okumayı öğrenmede güçlük çekiyor. İlerleyen yıllarda okuma alışkanlığı kazanması da zor oluyor” dedi.
Bebeklikten itibaren evinde kitap gören çocuğun okumaya karşı daha ilgili olduğunu kaydeden Balcı, “Anne babanın yanı sıra; dayı, teyze, amca, hala gibi akrabalar da çocuğa rol model oluyor. Küçük yaşta okuma becerilerini geliştiren ve düzenli kitap okuyan çocuklar; daha fazla kelime dağarcığına sahip oluyorlar, algılama ve yorum güçleri daha fazla gelişiyor, ortaokulda ve lisede daha başarılı oluyorlar” diye konuştu.
Yaşam Alanlarınızda Kitaba Yer Verin
Evlerimize, işyerlerimize, tüm yaşam alanlarına kitabı dahil etmemiz gerektiğini ifade eden Barış Balcı şunları söyledi:
“biz okumazsak çocuklardan da okumalarını bekleyemeyiz. Önce bizim bir şeyler yapmamız lazım. Toplum olarak kendi dilimizi okuyup anlama konusunda sıkıntılı bir noktadayız. Kitap okumayı hayatımızın bir parçası haline getirmeliyiz. Bir yere giderken, gelirken elimizde kitap olursa çevremizdeki insanlar da bundan olumlu yönde etkilenir. Kitap okuyarak hem kendimize fayda sağlarız, hem de çevremize ve çocuklarımıza örnek oluruz
Kitap fiyatları pahalı değil, sanal ortamda dijital kitaplar veya sesli kitaplar da var. Okuduğumuz her kitap bize başka dünyaların kapılarını açıyor, zamanda yolculuk yaptırıyor. Yaptığımız işle, mesleğimizle ilgili farklı insanların bilgilerini, deneyimlerini öğrenmemize olanak sağlıyor. Sadece ders, sınav, okul için değil; işimizde daha iyi olmak için, kariyer için, hayatımızı daha anlamlı ve bilgili sürdürebilmek için okumalıyız”.
Okuma ve Algılama Becerisi Sınavlarda Çok Önemli
Son dönemlerde, öğrencilerin geleceğini belirleyen LYS, TYT, YKS gibi önemli sınavlarda “Nitelikli Sorular” olarak isimlendirilen ve içinde daha fazla kelime barındıran soru tipinin ortaya çıktığını kaydeden Barış Balcı, bunun da okuma, okuduğunu algılama ve yorumlama gücünün önemini iki kat daha artırdığını söyledi. Öğrencilerin okuma becerilerini geliştirmesi gerektiğini kaydeden Balcı şu bilgileri verdi:
“Öğrencinin belirlenen süre içerisinde sahip olduğu bilgiyi etkili bir şekilde kullanması isteniyor. Örneğin üniversite sınavında soru başına 67,5 saniye gibi bir zaman veriliyor. Türkçe’de paragraf soruları arttı, matematikte bile soru tipi bu yönde değişti. 4 yıl önce 20 matematik sorusu için 450-500 kelime kullanılırken geçen yıl 1210 kelime kullanılmış. Sorular uzadığı için de, öğrencinin soruyu kısa sürede okuyup anlaması çok önemli. Eğer öğrenci hızlıca okuyup algılayamazsa, süre yetmeyeceği için bildiği soruları bile yapamayabilir”.
Hızlı Okuma Eğitimleri İşe Yarıyor mu?
Eğitim Danışmanı Barış Balcı, Türkiye’de son yıllarda yaygınlaşan, online olarak da verilebilen hızlı okuma eğitimlerinin, öğrencinin seviyesi doğrultusunda yarar sağladığını vurguladı. Bu eğitimlere katılan öğrencilerin büyük çoğunluğunun soruları çok daha hızlı çözdüklerini, sınavlarda ve denemelerde zaman sorunu yaşamadıklarını ifade eden Balcı, “Örneğin 40 Türkçe sorusunu 45 dakikada çözüp 35 net çıkaran bir öğrencim, şimdi 20 dakikada çözüp aynı sayıda net çıkarabiliyor. Tıpkı bir sporcunun antrenman yapması gibi, egzersizleri düzenli tekrarlayıp çalıştıkça kişinin okuma hızı artıyor. Dakikada 3-4 bin kelime okuyabilen kursiyerlerim var” dedi.
Küçük yaşta okuma alışkanlığı kazanmış ve düzenli kitap okuyan bireylerin hızlı okuma eğitimlerini daha çabuk kavrayıp kullanabildiğini belirten Balcı, “Biz hızlı okuma eğitimlerinin 9-10 yaşlarından itibaren verilmesinden yanayız. Okula başladığı ilk yıllarda ise çocuğun okulunu sevmesi, okumayı sevmesi, algı ve yorum gücünü geliştirmesi daha değerli. Hızlı okuma eğitimlerine daha çok sınav öğrencileri ilgi gösteriyor. Bu eğitimlere katılan öğrencilerin okuma hızı en az kendi seviyesinin 2 katına çıkıyor. Yani iyi olan çok daha iyi oluyor. Zayıf öğrenci ise kendi seviyesine göre gelişme sağlıyor. Tabii küçükken okuma alışkanlığı kazanmamış öğrencinin böyle bir çalışmaya katılarak birdenbire davranış ve becerilerini geliştirmesi kolay olmuyor” şeklinde konuştu.
Anlayarak Hızlı Okuma Nedir?
Sınav öğrencileri başta olmak üzere 20 yıldır her yaştan 7-8 bin kişiye hızlı okuma eğitimleri veren Barış Balcı, hızlı okuma tekniği konusunda şu bilgileri verdi:
“ Biz okurken gözlerimiz bir tarayıcı ve taşıyıcı görevi üstleniyor. Göz gördüklerini beyine aktarıyor. Beyin ise deşifre ederek anlamlandırıyor, depoluyor ve lazım olduğunda geri çağırıyor. Hızlı okuma eğitimlerinde yaptığımız çalışmalar kişinin göz kaslarını geliştirerek; daha az göz hareketiyle görüntünün daha geniş ve bütüncül bir şekilde beyne ulaşmasını sağlıyor. Bu da bilginin algılanmasına çok olumlu yönde etkiliyor. Anlayarak hızlı okuma bu şekilde sağlanıyor. Yavaş ve tane tane okuduğunda kişinin dikkati çabucak dağılabiliyor. Kişi okurken hayale dalıp bir yandan akşam yemeğini veya telefonuna gelen mesajı düşünebiliyor. Anlayarak hızlı okuma tekniğinde ise beyne hızlı bir şekilde daha fazla kelime gönderildiğinden, zihin diğer eylemler için boşluk bulamıyor ve daha iyi odaklanma sağlanıyor. Bu da okuma ve algılama kalitesini çok olumlu yönde etkiliyor”.
Aksaray Haber,Salihler şehri gazetesi,Aksaray Haberleri