Tarih: 20.12.2020 10:47

HZ.HASAN VE HÜSEYİNİN HAYATI

Facebook Twitter Linked-in

Rasulüllah (s.a.s.)’ın erkek çocukları küçük yaşlarda iken vefat etmişler, kız çocukları ise büyümüş, evlenmiş ve çocuk sahibi olmuşlardır. Hz. Peygamber (s.a.s.)’in torunları olan bu çocukların bazıları onunla birlikte güzel günler geçirerek onun eğitim ve terbiyesinden nasiplenmişlerdir. Kaynaklarımızda bu torunlarından özellikle Hz. Peygamber’in irtihalinden sonraki süreçte etkili olup önemli gelişmelerde etkin rol üstlenen Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in haricindekiler hakkında fazla bilgi bulunmamaktadır. Hadis ve tarih kaynaklarında Rasulüllah ile torunları arasındaki ilişkiler hakkında bilgi veren rivayetlerin hemen hemen hepsi Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin ile ilgilidir.

Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in dünyaya geldiği ev Hz. Ali ve Hz. Fatıma’nın evidir. Bilindiği gibi Hz. Ali, Rasulüllah’ın amcası Ebu Talib’in oğludur. Ancak küçük yaşlardan itibaren Rasulüllah’ın yanında ve onun evinde yetişmiş, âdeta onun ailesinden biri gibi olmuştur. İlk Müslümanlardan olan Hz. Ali, Mekke dönemi İslam tebliğinde de önemli bir yere sahiptir. Hz. Fatıma ise Rasulüllah’ın en küçük ve en sevdiği kızıdır. Onun Hz. Ali ile evlenmesinden sonraki yaşamına dair bir çok bilgi kaynaklarda yer almaktadır.

Hz. Fatıma, Bedir harbinden sonra hicretin ikinci yılında Hz. Ali ile evlenmiş ve bu evliliklerinden, Hasan, Hüseyin, Muhassin, Ümmü Külsüm ve Zeynep isimlerinde çocukları dünyaya gelmiştir.  Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in haricinde Muhassin, doğumunun hemen akabinde vefat etmiş ancak büyüyen kızları çeşitli evlilikler geçirmişlerdir. Hz. Ali-Fatıma ailesi Hz. Peygamber nezdinde farklı ve önemli bir konumda olmuştur. O, onların her türlü ihtiyaçlarıyla ilgilenirken onları eğitmekten de geri kalmamıştır. Rasulüllah’ın bu aileye gösterdiği hassasiyet gerek o günlerde ashabın, gerekse tarih boyunca bütün Müslümanların onlara sevgi ve saygı temeline dayalı ilgilerine sebep olmuştur.

Hz. Hasan, hicretin üçüncü yılında Hz. Hüseyin ise dördüncü yılında dünyaya gelmişlerdir.  Aralarında sadece bir yaş bulunan Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin birlikte büyümüşler, günleri hep birlikte bir arada geçmiştir. Bu nedenle özellikle çocukluk yıllarında Hz. Peygamber’le geçen günleri hakkında bilgi veren rivayetlerin bir çoğunda her ikisinin de ismi geçmektedir.

Hz. Hasan’a ismini bizzat Hz. Peygamber vermiştir. Hz. Ali’nin Harb ismini sevmesi nedeniyle dünyaya gelen oğluna Harb ismini vermek istediği, ancak Rasulüllah’ın onu kucağına alarak onun ismini Hasan koyduğu bildirilmektedir. Bu bilginin devamında aynı konuşmaların Hz. Hüseyin ve Muhassin’in doğumlarında da meydana geldiği, Rasulüllah’ın onlar için de Harb ismine rıza göstermeyip “Hüseyin” ve “Muhassin” isimlerini verdiği, daha sonra da: “Onları Harun’un evlatları Şibr, Şübeyr ve Müşebbir gibi isimlendirdiği” ifade edilmiştir.Hasan, Hüseyin ve Muhassin isimlerinin cahiliye döneminde bilinmediği ve ilk olarak Hz. Peygamber tarafından torunlarına verildiği kaynaklarda yer almaktadır. İmran b. Süleyman: “Hasan ve Hüseyin cennet ehlinin isimlerindendir. Bu isimler cahiliyede yoktur.” demektedir. 

(Haftaya devam edecek. )




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —