O, ilim, takvâ, ihlâs, samîmiyet, fedâkârlık, şefkat, kahramanlık, şecaat ve İslâmı tebliğ gibi yüksek ahlâkî ve insânî vasıflar bakımından müstesnâ bir mevkîye sahipti. Cesaret ve şecaati ile gönüllerde yer edişi onun, Haydar-ı Kerrâr ve Şâh-ı Merdân sıfatlarıyla tanınmasını sağlamıştır.
O, Kur´ân ve Sünnet´e tam anlamıyla bağlı idi. Dünya ve süslerinden kaçar, onun aldatıcı yaldızlarına aldanmazdı.
Hz. Ali (r.a.) son derece kanaatkâr, zâhid ve kifayet miktarı dünyalıkla iktifâ eden bir şahsiyetti. O; Fâtıma (r.anha) ile evlendikleri vakit yataklarının bir koyun derisinden ibaret olduğunu bildirmektedir.
HZ. ALİ´NİN (R.A.) TAKVASI
Hz. Ali (r.a.) çokça gözyaşı döküp muhâliflerinin îman ve hidâyetleri için dua edecek kadar hassas, takvâ sahibi ve kâmil bir mü´mindir.
Her şeye ibretle bakar, uzun uzun tefekkür ederdi. Allah korkusundan yetîm bir çocuk gibi ağlar, hasta bir insan gibi tir tir titrerdi. İbâdeti çok sever, riyâzata devam ederdi. Az yemeyi, çok ve büyük işler yapmayı severdi. Dîni aziz tutar, yoksullara çok şefkat, merhamet ve muhabbet beslerdi.
Hiç yalan söylediği, saçma sapan konuştuğu duyulmamış, eğreti bir iş yaptığı görülmemiştir.
Ümmetin malını ümmete dağıtırken de son derece titiz davranır, kimsenin hakkına tecavüz etmezdi. Öylesine mütevazı giyinirdi ki görenler onu çok fakir zannederlerdi. Kendisini Kûfe´de görenler, kışın soğuğunda ince bir elbise ile câmiye gittiğini naklederle