Hz.Ali müslümanları birleştirmek için her koşulda çalışmalar yaptı.İnsanlardan saygı gördü..Emin insan olarak tanındı,buna ragmen 2 savaş oldu.
Cemel Savaşı
Hz. Aişe, Hz. Talha ve Hz. Zübeyr, Irak’tan topladıkları kuvvetlerle harekete geçtiler. Bunun üzerine iki taraf kuvvetleri Kûfe’de karşı karşıya geldiler. Yapılan savaşı Hz. Ali kazandı. Savaşta, Hz. Talha ve Hz. Zübeyr şehit oldu. Bu savaşın en şiddetli çarpışmaları, savaşa katılan Hz. Aişe’nin bindiği devenin etrafında geçtiğinden bu savaş İslâm tarihinde “Cemel Vak'ası” olarak bilinir. Savaştan sonra Hz. Ayşe, Medine’ye gönderildi. Bu olaydan sonra devlet merkezi, Medine’den Kûfe’ye taşındı.
Hicret’in 36. yılında Cemel savaşı yapıldı. . Hz. Aişe, Hz. Talha ve Hz. Zübeyr, Irak’tan topladıkları kuvvetlerle harekete geçtiler. Bunun üzerine iki taraf kuvvetleri Kûfe’de karşı karşıya geldiler. Yapılan savaşı Hz. Ali kazandı. Savaşta, Hz. Talha ve Hz. Zübeyr şehit oldu. Bu savaşın en şiddetli çarpışmaları, savaşa katılan Hz. Aişe’nin bindiği devenin etrafında geçtiğinden bu savaş İslâm tarihinde “Cemel Vak'ası” olarak bilinir. Savaştan sonra Hz. Ayşe, Medine’ye gönderildi. Bu olaydan sonra devlet merkezi, Medine’den Kûfe’ye taşındı.Hz.Ali, bu savaşta bizzat savaşa girmiş, saflar yarmış, Savaştan sonra tellâllar çıkarmış;
“Kaçanların ardına düşülmemesini, evlere girilmemesini, kimsenin silahına, elbisesine, malına dokunulmamasını, silahını bırakanın, evine kapananın amânda olduğunu” bildirmişti.Hz.Ali savaştan sonra genel af ilân etti. Bu savaştan sonra Basra’lılar, kendisine bey’at ettiler.
Sıffıyn Savaşı
Cemel savaşından sonra Hz.Ali, Hicret’in 36. yılında Kûfe’ye hareket ettiler. Oraya varınca bir eve konuk oldular. Biraz dinlendikten sonra mescide varıp, orada toplanan Kûfe halkına minberde; “Allah’a hamd-ü senâ, Resûlullah’a ve soyuna salât-ü selâmdan” sonra şu hutbeyi okudular:
“Ey Kûfeliler, gerçekten de Müslümanlıkta üstünlüğünüz var; onu değiştirmediniz, bozmadınız. Sizi gerçeğe çağırdım, geldiniz; kötü işleri bırakıp iyiliğe koştunuz. Ancak hevâ ve hevesinize kapılmanızdan, elde edilmesi güç isteklere kapılmanızdan korkuyorum. Hevâ ve hevese kapılmak, insanı gerçekten saptırır, olmayacak isteklere kapılmak adama âhireti unutturur. Bilin ki dünya, gittikçe elden çıkmaktadır; âhiret geldikçe yaklaşıp çatmaktadır. Her ikisinin de evlâdı var; siz âhiret evlâdı olun.
Bugün iyi işlerde bulunmaya fırsat var; sorgu-suâl yok. Yarın ise sorgu-suâl var; iyi işlerde bulunmaya fırsat yok. Hamdolsun Allah’a ki dostuna yardım etti; düşmanını alt etti. Gerçeğe yardım edenleri yüceltti, sözünden dönenleri alçalttı.
Allah’tan çekinin; Peygamberinizin «Ehl-i Beyt’in»den olup, Allah’a itaât edenlere itaât edin. Onlar Allah’a itaât ettikçe, itaât edilmeye herkesten fazla lâyıktır. Oysa ki halkın bir kısmı, şerefimizle şeref bulduğu halde emrimize karşı durdular, cezalarını da gördüler; daha da görecekler. İçinizden bana yardımdan çekinenlerin, sözlerini tutmayın; onlarla görüşmeyin, görüşürseniz gerçeğe çağırın onları da, Allah bölüğüne uysunlar.”
Hz.Ali, Kûfe’ye yerleşince Muâviye’ye mektuplar yazdı; elçiler gönderdi, bey’at etmesini, Müslümanlar arasına nifak sokmamasını istedi, elinden geleni yaptı.