“Allah’ın Arslanı” Hz.Ali ise, çocukluğunda hiç putlara tapmadığı için, kendisi “kerremallahu veche” yani “Allah, yüzünü şereflendirsin” sıfatıyla anılmıştır. Sahabe arasında bu sıfatla anılan tek kişidir. Nitekim Hz. Peygamber’in soyu onun vesileyle devam edecektir. Hz.Ali hakkında Hz.Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem); “Her Nebinin nesli kendindendir. Benim neslim, Ali’nin (ra) neslidir.”buyurmuştur.
Bir insanın şahsı adına bundan daha önemli ne olabilir… Her şeyden önce Hz.Ali iman eden ilk çocuk sahabedir. Ayrıca Peygamberimizin arkasında, Hz. Hatice ile ilk namaz kılan çocuk ta odur. Hicrete hazırlanan ve müşriklerce yatağında öldürülmesi planlanan Hz. Peygamberin yerine, yatağına yatacak kadar şecaat dolu bir insan. İşte Hz.Ali Efendimiz o geceyi şöyle anlatır: “En rahat uykumu, o gece onun yatağında aldım.” Hz. Ali’nin yiğitliklerine gelince saymakla bitmez. Bedir’de müşriklerin karşısına ilk çıkan odur. Hz. Peygamber efendimiz Uhud’daki fedakârlıklarından dolayı, ileride Hz. Ali’nin simgesi haline gelecek Zülfikar’ı ona hediye etmiştir. Hendek Savaşı’nda herkesin çekindiği yüz kişiye bedel diye şöhret bulmuş Amr İbni Abdud karşısına çıkmıştır. Amr, Hz. Aliyi görünce; “-Ya Ali, sen gençsin, dünyanın tadını çıkar. Senin babanı tanırdım.” demiştir. Hz. Ali ona; “Duydum ki sen Kabe’de söz vermişsin; “Kureyş’ten biri benden ne isterse, iki isteğinden birini yerine getireceğim.” demişsin, senden iki dileğim var. Birincisi Hak dine inanman, ikincisi Mekke’ye dönmen.” Amr; “Birincisini kabul etmiyorum ikincisine gelince bunu kabul ettim, yalnız bana Ebubekir, Ömer ve Osman’ın başını verin gideyim.” dedi. Hz. Ali şöyle haykırdı; “-Ey ahmak benim başımı kesmeden onların başını nasıl kesersin!” Amr sinirlenerek atından indi ve kılıcıyla kendi atının ayaklarını kesti ve atına bir tokat atarak yere serdi. Hz. Ali de atından indi ve Zülfikarla bir darbede Amr’ın ayağını kesti, kılıcını havaya kaldırarak “Allahuekber” diye bağırdı.