GAZETEMİZ YAZARI EMEKLİ ALBAYDAN CUMHURBAŞKANI ERDOĞANIN ACI REÇETE KONUŞMASINI YORUMLADI
Aksaraylı Emekli Albay Şahin Kaplan ın yorumu şu şekilde.
Vallahi reçetede ne yazacağını bilmiyorum. Henüz maliyecilerin de tam olarak ne yazacağını bildiklerinden de emin değilim.Soruyu tersten cevaplamaya çalışmak bazen daha kolaydır. Reçeteye de öyle bakıyorum. Yani reçetede ne yazmayacak?
Vergi indirimi olmayacak
ÖTV kalkmayacak, Çiftçiye daha ucuz gübre, mazot verilmeyecek
Mazot, benzin ucuzlamayacak, Harçlar indirilmeyecek
Devletin dövizle yaptığı sözleşmeler değişmeyecek, Yol, köprü, tünel geçişleri ucuzlamayacak
Özel okul ücretleri indirilmeyecek, Trafik cezalarında indirim olmayacak
Henüz zamlanan ekmek ucuzlamayacak, Piyasada hissettiğiniz enflasyon kadar maaşlarınız da artmayacak
Neyse canınızı sıkmayayım yeter bu kadar. Cumhurbaşkanımızın acı reçeteden bahsettiği konuşması belki de son dönemde yaptığı, gerçek duruma en yakın konuşmaydı. Bizi acı bir reçetenin beklediğini açık olarak ifade etti. Daha önce hemen Eylül sonuydu, ekonominin pik(zirve)yaptığını söylediğinde sadece siyaset yapıyordu demek ki.
Ben yıllardır takip ederim vatandaşa ekonomik olarak tahammülden, şükretmekten, aza kanaat etmekten bahsettiğini hatırlarım ama ilk defa ekonomik acı reçeteden bahsettiğini görüyorum. Aldığı milli menfaatler doğrultusundaki kararların bedeli ne olursa olsun ödenecektir dediğini, yaptırım uygularız diyene uygulayın da görelim dediğini hatırlarım ama durum bu defa farklı. Farklı çünkü reçeteyi, bu sefer bizim her hastalığımızdan haberdar olan aile hekimi yazacak.
Sonuçta artık acı reçetenin haberini aldık ve zihni hazırlığımız tamam.
Ortada bir de maliye bakanının istifası ve merkez bankası başkanının görevden alınması var. Ne tesadüf memlekette döviz de düştü altın fiyatları da düştü. Aynı anda da COVİT-19 aşısı haberi Dünya’ya yayıldı, bunun üzerine bir de ABD seçimi sonuçlandı. Bilmediğimiz başka faktörler de devreye girmiş olabilir. Emin olduğum tek şey var o da maliye bakanının istifası ile dolar ve dövizin inişe geçmeyeceğidir.
Dünya’nın hiç ama hiçbir yerinde şoförü direksiyondan atlayan otobüse yolcu hücum etmez. Ekonominin direksiyonundan inen Berat ALBAYRAK zaten dezavantajlı olarak direksiyona geçmişti. Ne de olsa damat idi. Ağzıyla kuş tutsa yine damat denecekti ve öyle de oldu. Bu tercihi yapan Sayın Cumhurbaşkanı’nın bunu öngöremeyeceğini düşünmek fazlaca saflık olur.
Hadsizlik etmeyeyim, benim Berat AL Bayrak’ın ekonomi bilgisini ve uyguladığı politikaları değerlendirecek bir kariyerim yok. Hatta televizyonda biz dolara bakmıyoruz iner de çıkar da sözünü ekonomik yönden tenkit edemiyorum ama karşısındaki gazeteci koltuğunda oturanın dolarla maaş almıyorum ama harcamalarımın içinde dolara endeksli çok ürün var diyememesini var gücümle kınıyorum. Ekonomi kariyerim yok ama bakanın şiveli bir şekilde dolar bilmem kaç lira olacakmış da satacaklarmış da diyerek konuşmasını komik bulmadığımı da ifade etmem gerekir. E hiç mi iyi iş yapmadı ALBAYRAK diyorsanız, benim kanaatim Enerji Bakanlığı döneminde sessiz sedasız yaptığı enerji yatırımları ve onun döneminde alınan gemileri görmeyenin mutlaka siyasi gözlüğü vardır.
Bir başka yönden bakarsak görev almak risktir. Memleket adına iyi niyetinden şüphe edilmez. Topa girmeden, sahaya inmeden protokol tribününden maç seyretmeyi seçmemiş, maç kadrosunu tercih etmiştir. Protokolde ikramlıklardan istifade edip, zaman geçirmek de bir tercih olabilirdi ama yapmadı. Bu noktada da hakkını teslim etmek gerekir. Bizim insanımızın pratik cevapları vardır bilirsiniz; bozuk bir şeyin hesabını sorduklarında derhal “aldığımda böyleydi” der. Hiç olmazsa aldığımda böyleydi demedi. Sosyal medyadan af dileyerek soylu bir şekilde telsizi kapatıp gitti. Diyeceği çok şey olsa da denecek kadarını dedi.
Arkasından bir acı reçete haberi geldi, bir kararlılık geldi. Aynı kabinede görevli Adalet Bakanı hakimlerin “kim ne der ?” diye düşünmeden karar vermelerini istedi. Tutuksuz yargılamanın esas olduğunu vurguladı. Hukukun üstünlüğünün ekonomik kalkınmadaki önemi vurgulandı. Anayasa Mahkemesi Kararlarının bağlayıcılığından bahsedildi. Demek ki bir zaman önce Anayasa Mahkemesi Başkanı’na korumasız gez o zaman demek de yanlıştı.
Bitirirken;
Nereden bulmuştu bilmem rahmetli annem kışları bize balık yağı içirirdi. Şimdiki gibi kapsül, tablet değil bildiğiniz balık yağı. İçirmeden önce önümüze portakal dilimlerdi biz de yağı içer içmez portakala saldırırdık, ne ağır yağdı Ya Rabbim? Ne alaka demeyin yakın zamanda ağzımızın tadının biraz daha bozulacağını anladık. Devletimizden beklentim, rahmetli annem gibi, balık yağı içen herkese portakal vermesi. Acı ilacı hepimize içirip, portakalı bazılarına verirse üzülürüm.
Aksaray Haber,Salihler şehri gazetesi,Aksaray Haberleri