Aksaraylı Gazeteci Erdoğan Kayadan Açıklama.
Geçtiğimiz hafta şöyle bir dolaşıp temiz hava alayım diye şehrin tepelerine doğru çıktım. Kır tepeleri görünce 40 yıl öncesini hatırladım ve o günleri hafızamda canlandırdım. Esentepe olarak bildiğimiz tepeden şöyle çevreye baktım 40 yıldır dağlara ve tepelere ağaç dikiyoruz ama yeterli başarıya ulaşamadık ve hala tepeler kel tepe olarak devam ediyor. Acaba neden bu güne kadar bu bölgeleri her yıl ağaçlandırmaya çalıştığımız halde yeşillendiremiyoruz?
40 yıl önce öğrenci iken bizim köyden gelirken Esentepe dediğimiz Nevşehir güzergahından şehre girerdik. O günden bu güne bu bölgeye sürekli çam ağacı dikiliyor. Sadece 40 yılda az bir bölgeyi yeşillendirebildik.
Ama şehir merkezine baktığımızda her yer yemyeşil görünürdü. Nerede ise şehirdeki binalar görünmez her yer yemyeşildi. Ama bu gün baktım her yer beton yığınları ile dolu, o günkü gördüklerimizin yerinde yeller esiyor.
30 yıl öncesi ise Kılıçaslan tepesinden Laleli sonlarındaki tepelere çam ağacı ve pelit dikilmişti o dönem bende Belediyede idareci idim TEMA Vakfı başkanı rahmeti Hayrettin Karaca’nın da katıldığı yeşillendirme kampanyası başlatılmıştı.
Bu dolaştığım bölgelerden birisi de bu bölge idi, baktım bir tane yetişmiş ağaç göremedim. Aynı kel tepeler o günkü gibi duruyor. Sadece Kılıçaslan tepesinin bazı yerlerinde Badem yetişmiş. Efendim yağış olmadığı için yetişmiyor diyebiliriz. Ama ben buna katılmıyorum, neden derseniz anlatayım.
40 yıldan bu yana her yıl her yere ağaç dikmek yerine gerekli toprak incelemesi yapılsa idi ve bölgede ne tür ağaç ve meyve yetişirse o ağaçlar dikilse idi herhalde bu şekilde olmazdı. Her bölgeye her yıl bu kadar ağaç dikmek yerine her yıl 15-20 dekar alan ağaçlandırılsa idi ve bunun bakım ve sulama işleri düzenli yapılsaydı bu gün her yer yemyeşil olurdu.
Bir davet ve organize ile ağaçlandırmaya çıkıyoruz, ağaçlandırma yapılıyor, ertesi yıla kadar o şekilde kalıyor. Ne otu alınıyor ve ne de sulama sistemi yapılıyor. Bölgelere yollar açılıp damlama sistemi ile sulama yapılsa bu dikilen ağaçların en azında % 20 si her yıl yetişse bu gün bölgelerimiz yemyeşil olurdu.
Mesele ağaç dikmek değil, dikilen ağaçları büyütüp yetiştirmektedir. Bu bana göre göstermelikten öteye gitmeyen bir çalışmadır. Orman Müdürlüğü bunu düzenli bir şekilde takip etmelidir. Her yıl ne yapılacaksa yapılmalıdır.
Zaten şehrimizde düzenli bir yeşilliğimiz yok. Sağ olsun Belediye Başkanı Sayın Evren Dinçer Beyin son dönemlerde bulvarların orta refujlarına diktiği ağaçlar inşallah ileride güzel bir görünüme kavuşur.
Birde bizim bu bölgelerimize çam ve pelit dikmek yerine Badem ve benzeri ağaçlar dikilmelidir. Bunları da badem çekirdeği olarak değilde, fidanı olarak dikilirse verim alınacağı kanaatindeyim. Bunu denemekte fayda var diye düşünüyorum.
Konya bölgesinden gelirken Halka dağı tepeleri de nerede ise bizim topraklarımız ile aynı. Yazın Konya’dan gelirken baktım bu tepelere dikilen Bademler büyüyüp yetişmiş, diğer dikilen ağaçlar kurumuş vaziyette.
Dikilen ağaçlar bakılmazsa sonuç alamayız. Torku ismi ile Konya Ankara, Aksaray-Konya, Konya-Mersin ve benzeri bölgeleri gibi yerlerin yol boylarını ağaçlandırıyorlar. Ama bu ağaçlandırmayı bizzat gördüm sürekli suluyorlar ve toprak şekline göre ağaç dikmişler. Bundan da % 80 başarı sağladıklarını görmekteyiz. Dolayısı ile ağaç dikmek için ağaç dikmeyelim, sonuçda alalım.
Aksaray Haber,Salihler şehri gazetesi,Aksaray Haberleri