DEĞİŞMEYEN gerçek şu: Bu virüs insandan insana geçiyor. Bulaşmayı önlemek için sadece seyahatlerden kaçınmanız da yetmiyor. Bir araya gelmeniz, kalabalıklaşmanız, kalabalık ve yoğun bir ortamda bulunmanız, sadece sohbet için olsa bile kontrolü bir an bile elden bırakmanız virüsün süratle yayılmasına yol açabiliyor.
Bence "kalabalıklaşma" en mühim mesele. Kontrolsüz kalabalıklar ise bir numaralı tehlike. Nişanlar, düğünler, cenazeler, sünnetler, asker uğurlamaları, birlikte yapılan ortak dini görevler, ortak mekanlarda yapılan toplumsal eğlenceler durumu iyice çığırından çıkarabiliyor. Kısacası birinci meselemiz, bir numaralı sorunumuz kalabalıklaşma yanlışımızdır. Çok gerekmedikçe yakınlarımızla teması sıfırlayalım. Mümkün olduğu ölçüde evimizde kalalım. Kalabalıklardan uzak duralım.
PEKİ KESİN ÇÖZÜM NE
KESİN çözüm aslında net ve açık: Etkili, güçlü bir aşıyı bulmak zorundayız. Peki o aşı bulunabilecek mi? Bulunacağından hiç şüpheniz olmasın. Ne zaman bulunacak, ne zaman herkese uygulanacak? İşte en önemli soru da bu zaten. Bize güçlü bir bağışıklık sağlayabilecek herhangi bir aşı için kanaatimce önümüzde en az 3-4 aylık bir zaman dilimi var. Bazı uzmanlara göre bu sürenin uzaması, bir yılı bulması, hatta 2022 başına ulaşması bile mümkün. Kısacası umutlarımız aşıya bağlı.
Ama o umut gerçekleşinceye kadar yapmamız gereken şeyler değişmeyecek: El temizliği başta olmak üzere kişisel hijyene dikkat edeceğiz. Kalabalık ortamlardan uzak duracak, çok gerekmedikçe "Kalabalıklaşmaya hayır!" demeyi bileceğiz. Kapıdan dışarı adım atar atmaz, maske takmayı ihmal etmeyeceğiz. O maskeyi de mutlaka usulüne uygun kullanacağız. Ve tabii ki sosyal mesafe kuralından da asla taviz vermeyeceğiz.
Aksaray Haber,Salihler şehri gazetesi,Aksaray Haberleri