Bugün, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk´ün ?Türk Milletinin karakterine en uygun idare, Cumhuriyet idaresidir? diyerek ilan ettiği Cumhuriyetin 96. Yılını kutlamanın gurur, heyecan ve coşkusu içindeyiz.
Birinci Dünya Savaşından hemen sonra, Ülkemiz dört bir yandan işgal edilip paylaşılırken, İstanbul Hükümeti buna çare olarak İngiltere´nin himayesine girmeyi ya da Amerika´nın mandası olmayı tartışıyordu.
16 Mayıs 1919´da Atatürk; ?Bu durum karşısında tek bir karar vardır. Oda Ulusal Egemenliğe dayanan, kayıtsız şartsız ve bağımsız yeni bir Türk Devleti Kurmaktır. ?Yabancı bir devletin koruma ve kolaycılığını kabul etmek, insanlıktan yoksunluğu güçsüzlük ve uyuşukluğu kabul etmekten başka bir şey değildir! O halde, ya bağımsızlık ya Ölüm? diyerek Milli Bağımsızlık Mücadelemizi başlatıyordu. Atamızın 19 Mayıs 1919´da Samsuna çıkmasıyla başlayan bu mücadelenin sonunda, 28 Ekim 1923´te Çankaya köşkünde verdiği bir yemekte ?Efendiler, Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz. ?dedi. Ve 29 Ekim 1923´te Türkiye Büyük Milet Meclisine şu teklifi sundu. ?Efendiler hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Türkiye Devletinin yönetim şekli Cumhuriyet?tir. Bu teklif oy birliği ile kabul edildi ve Cumhuriyetimiz ilan edildi.
Sonrasında, Atamızın ilke ve devrimleri rehberliğinde, hedefi muassır medeniyet olan, Milli Egemenliğe dayalı laik, demokratik, Sosyal Hukuk Devleti olma yolunda büyük bir mesafe kat edildi.
Ancak 1950´ler de başlayan karşı devrim süreci ve 17 yılık AKP iktidarı ile birlikte, bugün yaşadıklarımız Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerini anımsatmaktadır. Ülkemiz bu dönemde yalnızlaştırılmış, fakirleştirilmiş, itibarı sıfırlanmış ve küresel güçlerin oyun alanına dönmüştür. Ülkemizin yer üstü ve yer altı varlıkları talan edilmiş ve yandaşlara peşkeş çekilmiştir.
Tek adam rejimi kuvvetler ayrılığı ilkesini hiçe sayarak, demokrasimizi işlemez hale getirmiştir. Hukuk Devletini ve yargı bağımsızlığını yok etmiştir. Bu nedenle Ülkemiz bir rejim krizi yaşamaktadır. Yurttaşlarımız baskı ve eziyet düzeni altında mağdur edilmektedir. Milletimizin barış içinde, bir arada yaşama arzusu, korku ve karamsarlık iklimine teslim edilmiştir. Çatışmacı ve ayrıştırıcı dil halkımızın huzur ve güvenini ortadan kaldırmıştır. Özgür basının, üniversitelerin ve sivil toplumun sesi kesilmiştir. Muhalifler hapislerle tehdit edilmekte, toplumun diğer kesimlerine karşı sindirme politikası izlenmektedir. Cumhuriyetin özgür yurttaşları yerine, Parti devletinin itaatkâr kitleleri arzulanmaktadır. Tek adam rejimi, Ülkemizin yüzlerce yıllık devlet geleneğini, kurumların hafızasını ve yetişmiş insan kaynaklarını yerle bir etmiştir. Liyakatsizlik, usulsüzlük, kayırmacılık her alanda yaygınlaşmıştır.
Ülkemizin içinde bulunduğu bu koşullarda, ?Benim en büyük eserim Cumhuriyettir?diyen Ata´mızın eserini, emanetini, mirasını korumak, kollamak ve yaşatmak, barış ve huzur içerisinde yaşanacak bir ülkenin yeniden inşası için Cumhuriyet´e ve onun kazanımlarına hep birlikte sahip çıkmak bizim birinci vazifemiz ve görevimizdir.
Bu vesileyle, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, tüm şehitlerimizi, gazilerimizi ve isimsiz kahramanlarımızı saygı, minnet ve rahmetle anıyorum. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 96.yılında Cumhuriyet Bayramınızı en içten duygularımla kutluyor, saygılar sunuyorum.
RAMAZAN KOÇAK
CHP AKSARAY İL BAŞKANI
Aksaray Haber,Salihler şehri gazetesi,Aksaray Haberleri