Muhsin Reis dünya görüşü net olan, Allah Celle celalühu ve Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem yolunda giden bir çok güzel ahlakı tavır ve davranışlarının yanı sıra siyasi bir partinin genel başkanıydı.
Siyasal oluşumların nasıl kurulduğunu, nasıl hareket ettiğini, kimlerle iletişim kurduklarını yakın tarihimizden ve hatta medyadan görebiliyor ve öğrenebiliyoruz.
Muhsin başkan siyasi hayatı boyunca insani ve vicdani ilişkiler dahilinde birçok insanla bir araya gelip görüşmüş, fikir teatisinde bulunmuş, "davete icabet sünnettir" düsturu ile vatan haini olmayan herkesin sofrasına oturmuş, dergahında bulunmuş Yiğit bir Alperen'dir.
Son yıllarda özellikle şuna şahit oldum ki Muhsin Reis'in bu insani davranışlarını ve dahi ziyaretlerini çıkar sebebi yaparak; "o Zaten bizimle beraberdi, o sürekli bizimle irtibat halindeydi" gibi söylemlere Muhsin Yazıcıoğlu'nun Yoldaşı kardeşi olduğunu iddia edenlerin itibar etmemesi gerekir, Zira Muhsin başkanın Allah ve Resulullah çizgisinin dışında hareket eden kişilerle olması söz konusu değildir.
Rahmetli Muhsin başkanın bidatlar ve hurafeler konusunda tavrı oldukça net ve davranışları oldukça sert idi. Özellikle dini istismar konularında asla müsamaha göstermezdi ve bunu gösterenlere de katiyen rızası yoktu.
La İlahe İllallah Muhammeden Resulullah sözünün ışığı altında başka ışıklara meyil vermeyen, başka Işık aramayan, hurafe ve bidatlara asla Rıza göstermeyen Allah dostu bir insandı.
Muhsin Yazıcıoğlu'nun yoldaşlarının ve kardeşliğini kabul eden onunla dost olduğunu, yoldaş olduğunu iddia edenler; onun siyasi ziyaretleri zamanın konjektürlerine göre yapması gereken insani bir davranıştır. Hiç kimse bundan kendine bir pay çıkarmasın,
Rahmetli Muhsin Başkanın zamanında yapmış olduğu birtakım ziyaretlerden esinlenerek o cemaatleri veyahut O insanları el üstünde tutmak Hele Hele bunu din adına, İslam adına yapan ve ortaya çıkmış bir takım oluşumları meşru kılmak rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nu hiç anlamamaktır.
Birtakım dostlarımızı, arkadaşlarımızı etkiledikleri cümle şu; Rahmetli de bize gelirdi, Rahmetli de bizdendi, rahmetli bizi çok severdi, biz de onu çok severdik! gibi süslü ve etkileyici cümleler ile kendilerini meşru kılma derdine düşmüşlerdir.
"Bir dakikasına hüküm edemediğimiz bir hayat için fırıldak olmaya değmez" diyen bir insanın dünya ve ahiret için, Allah ve Resul'ünün Söylemediği, Emretmedi birtakım bidat ve hurafeler içerisine girebileceğini düşünebiliyor musunuz?
Rahmetli ağabeyimle 1988 yılından itibaren hiç ayrılmamak üzere bir dostluğumuz oldu.
Ben yurt dışına okumaya gittiğim zaman Milliyetçi Hareket Partisi'nden ayrılıp Büyük Birlik Partisi ni kurma aşamasında olduğunu duydum, yaz tatilinde memleketime değil direkt ağabeyimin yanına gittim yapabileceğimiz, yapılabilecek şeylerin altına el atmaya, omuz vermeye geldiğimi söyledim.
o günden şehit olduğu güne kadar Allah'ın izniyle hep beraberdik, bu süreç içerisinde rahmetli ağabeyimin herhangi bir tarikata, dergaha bu tür oluşumlara dahil olmadığını Kendi gözlerimle gördüm, şahit oldum..!
Ancak dediğim gibi insani ve vicdani tavır ve davranışlar içerisinde ve hatta siyasi konjektör içerisinde ziyarette bulunduğu doğrudur, bunları yaptı diye onlardan olduğu anlamını çıkartmak da rahmetli Şehit ağabeyime yapılmış, yapılacak iftiradır.
O hayatı boyunca "La İlahe İllallah Muhammeden Resulullah" düsturuyla yaşayan bir insandı, Adam gibi adamdı, son yılların gelmiş geçmiş en yüce gönüllü Alperen'iydi...
Allah gani gani rahmet eylesin Mekanını makamını cennet eylesin İNşALLAH .
Fikret Çalışkan
Iletişim ve Uluslararası ilişkiler Uzmanı