İslam ve Müslümanlık deyince, bunu kimseye vermiyoruz. Kendimizden daha iyi Müslüman kimseyi de görmüyoruz. Şahsım itibarı ile yüce Rabbım bilir ama buna bende dahilim. Gerçekten samimi, İhlaslı, itikatlı ve ahlaklı bir Müslüman olmuş olsak bu gün yer yüzünde ne kötülük olur ve ne de kargaşa. Herkes kendi işi, aşı, helal kazancı, ibadeti, çoluğu çocuğu, ailesi ve yakınları ile dürüst bir şekilde geçinerek topluma zarar vermez.
Hadi bakalım bu saydıklarımın hangi katogörüsündeyiz? Bunların tamamı bizde var mı? yoksa kafamızda düşündüğümüz gibi mi İslamı yaşıyoruz? Genel olarak İslamı ve ibadeti kendi nefsimizin istediği şekilde yaşıyoruz.
Genel olarak bakış açımız, hepimiz kendimizi dört dörtlük Müslüman olarak görüyoruz. Ama bizi bir alim imtihan etse inanın sınıfta kalırız. Adama Müslüman mısın diye soruluyor. Ama İslamın beş şartını sayıp anlatamıyor. Hatta güsül abdestinin alınışını bilmiyor.
Beyler bu gidişatımız inanın gidişat değildir. İslamı bilmek, az ve çok belli yaştaki insanlara mahsusu gibi geliyor bana. Allah'ın emir ve yasaklarına kaç kişi uyabiliyor? Hatta bunun yarısını kaç kişi yaşayıp tatbik edebiliyor?
İşimiz gücümüz dedikodu, onu bunu çekiştirmek, kimin ayağına nasıl bir ip takarız, şunun kazancı ne kadar, şu adam şu konuda başarılı olmuş, ayağına nasıl ip takarızlarla uğraşıyoruz. Bir Müslüman diğer Müslümanın iyiliğini ve huzurunu isteyen insandır.
Müslüman vatanperver, ülkesini seven, ülkesinin huzurunu düşünen, kötülüklerden uzak duran vesaire vesaire güzellikler içerisinde olandır. Komşusu aç iken kendisi tok yatmaktan rahatsız olan bir insan gerçek Müslümandır. Yoksa lafla bu işler olmuyor, peynir gemisi de yürümüyor. Kıskançlık, hasetlik, çekememezlik ve kincilik almış başını gitmiş durumda.
Gerçek bir Müslüman alkol, uyuşturucu, kumar ve fuhuş işleri ile meşgul olmaz. Müslüman görüneceksin güya dinine bağlı olduğunu söyleyeceksin sonrada bu melanetleri yiyeceksin, sonrada Müslümanlıktan dem vuracaksın. Kadın örtünecek, ara sıra namaz kıldığını da söyleyecek, sonrada fuhuş yapacak buna Müslüman diyeceksiniz.
Esnaf terazisine, metresine, okkasına, kilosuna ve alışverişte dürüstlüğüne dikkat ediyorsa o insan dürüst Müslümandır. Çalarak çırparak, dolandırarak, devletine nasıl zarar veririm ve nasıl haksızlık yaparım diye düşünüyor sonrada Müslümanlığı kimseye vermiyorsa, geçin onun Müslümanlığını.
Ben şahsen acizane bu ülkeyi canından çok seven bütün ülke insanlarından bir fert olarak lafı dolandırmadan açık ve net söylemek isterim: Gerçek Müslüman hain olamaz. İslâmiyet’in esaslarını doğru bir şekilde öğrenmiş olan bir kimse, bu vatana ihanet edemez. Herkes kusurludur, ama bu kusurları asgariye indirmek önemlidir. Hafız olmama rağmen bir çok kusur ve kabahatim olduğunu biliyorum, saklasam bunu Allah'tan nasıl saklayım.
Toplum olarak “Gerçek İslâmiyet”i gençlere öğretmektir. Peygamber Efendimizin (a.s.m.) tebliğ ettiği İslâmiyet ne ise onu anlatmak gerekir. Bu öğretmenin ve anlatmanın önündeki engeller ne ise onları ortadan kaldırmak gerekir. Aksi takdirde, “Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur!” teranesini söyler dururuz.
Dolayısı ile lafla Müslümanlık sözlerinden uzak durarak gerçek İslama sarılmalıyız. Bu gidişatlar iyi bir gidişat değildir. Allah sonumuzu hayreylesini her geçen gün inancımızdan ve gerçek İslamiyetten uzaklaşmaya başladık. Gelin hep birlikte gerçek İslama dönelim.
