Aksaray’da fabrikaların sayısını azalttığı meslekler arasında yer alan mobilya döşemeciliğinin son temsilcilerinden 35 yıllık döşeme ustası Ali Göktaş (44), mesleğin yok olmakla karşı karşıya kalması nedeniyle üniversitede eğitim gören oğluyla mesleği yaşatmaya çalışıyor.
Aksaray’da son yıllarda fabrikasyon üretime geçen meslekler arasında yer alan mobilya döşemeciliğinin son temsilcilerinden Ali Göktaş (44), üniversitede eğitim gören oğlu Emin Göktaş (20) ile açtıkları dükkanda mesleklerini yaşatmaya çalışıyor. Genç yaşında Aksaray’da mesleğe çırak olarak adım atan Ali Göktaş, kalfalık ve ustalık sürecinin ardından mobilya döşemeciliğinin fabrikasyon sisteme geçmesiyle birlikte geçmişteki dükkanını kapatarak bir fabrikada işe başladı. Usta olarak çalıştığı fabrikada ekonomik açıdan zorluk çekmeyen Ali Göktaş fabrikaların kapanması nedeniyle 17 yıl sonra çalıştığı fabrikadan ayrılmak zorunda kaldı. Mesleğini eski usulde devam ettirmek isteyen Ali Göktaş, Aksaray Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesinde eğitim gören oğlu Emin’in desteği ile kendisine dükkan açtı. Devletin verdiği genç girişimci desteğiyle babasına destek olan Emin Göktaş okuldan arta kalan zamanlarda çıraklıklarını yapan Samet Kaplan (18) ile birlikte babasına yardım etmeye başladı. Hem oğluna hem de çıraklarına mesleği yaşatmaları için nasihatler veren Göktaş, aynı zamanda da mesleğin her yönünü uygulamalı olarak öğretiyor.
“Hep fabrikasyon, sanatkarlar yetişmiyor”
Meslekte sanatkarın zor yetiştiğini belirten Ali Göktaş, “Yıllardır biz bu işin içerisindeyiz. Çıraklıktan yetiştik. Mobilya döşeme üzerine 16-17 yıldır bir fabrikada çalıştık fakat fabrikanın kapanması sebebiyle Allah nasip etti bu şekilde bir dükkan açtık. Sanatkar yetişmiyor. Bizden sonraki nesil hep fabrikasyon olduğu için standart işlerle meşgul oluyor. Çırak eleman yetiştiremiyoruz. Oğlum üniversite de okuyor. Onunla birlikte inşallah biz bu işi başaracağız. Helalinden ekmeğimizi kazanacağız. Şuan fabrikalarda mağazalarda hep görsel üzerine satılan koltuktur, kanepedir, çekyattır bir sürü takım var. Akla gelemeyecek modeller var. Ama biz demirin eskisi olmaz, alt takımı sağlam olduğu sürece elimizden ne geliyorsa sanatkarlığımızı gösterip bu şekilde döşeme işlerini yapacağız” dedi.
“Bu mesleğin önü açık, kimse ekmeksiz kalmaz”
Oğlu Emin Göktaş ise, “Ben bir üniversite öğrencisi olarak önceden babamın yanında yetiştim. Bu mesleği öğrendim. Bu mesleği öğrenmemin sebebi baba mesleği olması ve ilgi duymamdı. Biz bu mesleği yaparken fabrikalar yoktu. Sonradan fabrikalar açılınca babamda bırakmak zorunda kaldı. Fabrikaya geçiş yaptı. Millet sıfıra yöneldi. Fabrikada 16-17 yıldır çalıştı. Şimdi de Allah izin verdi dükkanımızı açtık. Fabrikaların kapanması nedeniyle işsiz kaldı babam, beraber olduk dik durduk ve dükkanımızı açtık. Şimdi biz alttan yetiştiğimiz için bu mesleği biliyoruz. Ama alttan yetişecek çırak bulamıyoruz. Yanımızda çalışacak elemana ihtiyacımız var. Benim gibi genç arkadaşlara ve ailelere sesleniyoruz. Bu mesleğe yön verelim. Bu mesleğin önü açıktır, kimse ekmeksiz kalmaz” diye konuştu.