Aksaraylı Gazeteci Erdoğan Kaya Siyasilere Yunus Emrenin Sözünü Hatırlattı. Çok Para Haramsız Çok Laf Yalansız Olmaz
Aslında konumun tamamını bu yazımda Ramazan yardımlarına ayıracaktım. Konunun sıcaklığı nedeni ile bir önceki yazımda CHP il başkanı Ali Abbas Ertürk’ün köşe yazarları ile yaptığı toplantıyı yazmıştım. Bu yazımdan sonra genel olarak olumlu tepkiler aldığımı söylemem gerekir. Ancak bazı dostlar son günlerde iktidar partisinin Aksaray siyasetini eleştiriyorsunuz, eleştiriyi köşenizde yazmak yerine direk iletseniz daha iyi olur diyenler oldu.
Şunu söyleyimki, köşe yazılarımda bir partinin taraftarı olduğumu, hatta üyesi olduğunu yazan bir yazar olmama rağmen. Rahmetli Demirel’in bir lafı vardı, “ petrol vardı da biz mi içtik?” diye. Bize yaptıklarını ve çalışmalarını anlattılar da biz mi yazmadık. Kiminle oturup bir konuyu konuşabiliyoruz ki? Siyasetin yarısı şov sanatıdır, bu şovu yapamıyorsanız ben ne yapayım.
Eleştirmekten kimse rahatsız olmamalı, eleştiri doğruları gösterir. Ben milletvekil, Belediye Başkanı olacak değilim ve siyasi bir beklentimde yok. Ben ülkemde istikrar, sağlık ve sıhhat bekleyen ve 2023 düşünen bir gazeteciyim. İki gündür beni özel olarak arayan insanlar oldu ve tebrik ettiler ve hatta bir tanınmış partili saygın insan bana şunları söyledi:
“ bu yazdığın yazıdan dolayı sizi tebrik ederim, eleştirin kardeşim doğrular görülsün. Tayyip Beyin sırtından inilsin, ona biraz katma değer eklensin. Resmi kurum amirlerini ziyaret partiye bir şeyler kazandırmaz. Siz onların çalışmalarını denetlersiniz, eksiklikler varsa gidermelerini sağlarsınız. İnsanlarla ikili ilişkileri sıklaştırmalılar” demiştir.
Uzun lafın kısası, insanların bize ilettiklerini direk olarak siyasilerimizin yüzüne söyleyemiyor. Ama bize rahat bir şekilde söyleyip dertleniyorlar. Ama maalesef iktidar da bizlerle istişare edip toplum nabzını dinleme ihtiyaçları duymuyorlar. Onun içinde yazmak isteyip de yazamadığımız problemlerin çok azını burada dile getiriyoruz.
VARLIKLI OLANLAR RAMAZAN SONUNU BEKLEMEMELİ
Malumunuz Ramazan ayını girmiş bulunmaktayız. Tabi birde dünyada olduğu gibi ülkemizde virüs nedeni ile ekonomik sıkıntı yaşamaktadır. En yakın sevdiklerimiz bir bir ahirete yolculuk yapmaktadır. Toplum olarak bu ayda gariban ve geçim sıkıntısı çekenlere destek olunmalıdır. Bunu sadece devletimizden ve sivil toplum kuruluşlarından beklemek yerine varlıklı zenginlerimiz ellerini ceplerine atmalılar.
Bu konuda Valiliğimiz ve Belediyemiz Ramazanın ilk günü ile birlikte garibanlara bir çok koldan ulaşmaya çalışıyorlar. Yapılan yardım paketleri sıradan değil kaliteli olduğunu görmekteyiz. Hayır işi kendimizin yemediğini fakir ve fukaraya yedirmeye çalışmamaktır.
Ramazan sonu beklenmeden vereceğimiz yardımlar Ramazan ayı içerisinde bir işe yaramalıdır. Fitre ve Zekatlar Ramazan sonuna bırakılmadan ilk hafta yapılmalıdır. Hatta bu yardımlar paket ve yiyecek yerine nakit olarak verilmelidir. İhtiyaç sahibi neye ihtiyacı varsa ona harcamalıdır. Doğru olan ise nakit vermektir. Zaten kurum ve kuruluşlar yiyecek paketleri dağıtmaktadır. Zekatlar da hile yapılmadan doğru olarak verilmelidir.
Kabristanlıkları bir gezelim dün kimler vardı, kimler oraya gitti görürüz. Onun için bize kabirde şefaatçi olacak dualar bu yardımlar olacaktır. Yoksa kabre eli boş gidip birikimimizden garipleri sebeblendirmeden huzuru ilahiyeye gitmeyelim.
Bir çok asgari ücretli ve çalışamayan insanlar var. Hatta bir çok istemekten utanan yardıma muhtaç insanlarımız var bunları arayıp bularak destek olunmalıdır. Ne verirsek elimizle o gider bizimle sözünü unutmayalım.
Yunus Emre'nin şu sözünü hatırlayalım, “Çok para haramsız çok laf yalansız olmaz” der. Hiç değilse bilerek bilmeyerek bu şekilde olan varsa ufak tefek haram bunları affettirelim.