Hz.Ali tarihsel kişiliği dışında bazı topluluklar için mitolojik, insanüstü bir varlıktır. "Hak / Muhammed / Ali" üçlemesinde üçüncü sırada, bazen ikinci sırada yer alır. Örneğin; "Muhammed miraca gittiğinde varlık sınırının sonunda bir perde ile karşılaşır ve daha ileri gidemez, çünkü ileride yalnızca Tanrı vardır. Ancak konuşurken perde arkasından Ali'nin sesi gelir. Tanrı Ali'nin sesiyle konuşmaktadır."
Ali-İlahilik O'nu bir tanrı olarak değerlendirir.
İslam toplumunda Ali algısına işaret eden çok sayıda söz bulunur
"Ben hikmetin şehriyim, Ali ise kapısıdır".
İslam peygamberi Muhammed, Ali için şöyle demiştir: "Senin bana oranla yerin, Harun’un Musa’ya oranla sahip olduğu mevkî gibidir; Ancak, benden sonra peygamber gelmeyecektir."
Harun, Musa peygamberin kardeşidir ve kendisine vahiy gelmeyen peygamberlerdendir. Musa ibadet için 40 günlüğüne Sina Dağı'na çekildiğinde, kardeşi Harun'u İsrailoğulları'nın başında bırakmıştır . Bu nedenle İslam peygamberinin bu sözü de Şiilerce Ali'nin hilafet için en uygun ve hak sahibi kişi olduğuna yorulur.
Ebû’l-Kâsım Muhammed ibn ʿAbd Allâh ibn ʿAbd’ûl-Muttâlib (sağ) ve Ali (sol) ismi tek bir kelimede yazılmış.
"Ali’yi ancak mümin olan sever ve ona ancak münafık olan buğzeder".
"Ali’yi sevmek ateşin odunu yaktığı gibi Müslümanların günahını yok eder".
"Ali’ye düşman olanın düşmanı Allah’tır."
"İlim on kısım. Dokuzu Ali’de biri diğer halktadır. O bu biri de onlardan iyi bilir".
"Ali’yi seven beni sevmiştir. Ona düşmanlık bana düşmanlıktır. Onu inciten beni incitmiştir. Beni inciten de Allahü teâlâyı incitmiş olur."
"İmanın birinci alameti Ali’yi sevmektir."
"Ben kimin mevlası isem Ali de onun mevlasıdır."
"Ya Ali! Hayatın benimle, ölümün benimledir."
"Ali dünyada ve ahrette kardeşimdir."
"Her kim Ali’ye eziyet ederse bana eziyet etmiş olur.
"Cennet üç kimseye âşıktır: Ali ibn-i Ebî Tâlib, Ammar ibn-i Yâsir, Selmân-ı Fârisî."
"Biz ʿAbd el-Muttalib’in çocukları, cennetin efendileriyiz. Ben, Hamza, Ali el-Mûrtezâ, Câ‘fer et-Teyyâr, Hasan el-Mûctebâ, Hüseyin Seyyîd’ûs-Şuhedâ ve Mehdi".
Sünni ve Şii kaynaklarda Ali bin Ebu Talib'in ilmi üstünlüğünden sıkça bahsedilir. Muhammed onu ilim şehrinin kapısı; insanların en bilgini; ahkâm ilminin en âlimi ve ümmete Ehli Beyt'i açıklayan kimse olarak nitelemiştir.
Kendisinin şöyle dediğine inanılır: "Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.